ecermek, berbat etmek, berbat olmak, çepellemek, pisletmek, sıçmak, çirkinleştirmek, saldırmak, sakatlanmak, zedelenmek, sınmak, foslamak, yanmak; incelemek, almak, satın almak; seçmek; 3) ayırmak; parçalara ayırmak; 4) çözmek, çözülmek, açmak, açıklamak; serbest bırakmak, başlatmak; anlamını çıkarmak, tercüme etmek, çevirmek, yorumlamak. айхалаг | ayxalag | 1) yok ettirten, yıktıran, harap ettirten; mahvettiren; 2) bozduran, bozundurtan; söktürten, sakatlatan, zedeleten, haklatan, benzeten, becerten, berbat ettiren, berbat olduran, çepelleten, pisleten, sıçtıran, çirkinleştiren, saldırtan, sakatlatan, zedeleten, sındıran, foslatan, yandıran; inceleten, aldatan, satın aldıran; seçtiren; 3) ayırtan; parçalara ayırtan; 4) çözdüren, çözülen, açtıran, açıklatan; serbest bıraktıran, başlatan; anlamını çıkartan, tercüme ettiren, çevirten, yorumlatan. айхалæг (айхалджытæ) | ayxalæg | 1) yok eden, yıkan, harap eden; mahveden; 2) bozan, bozulan; söken, sakatlayan, zedeleyen, haklayan, benzeten, beceren, berbat eden, berbat olan, çepelleyen, pisleyen, sıçan, çirkinleşen, saldıran, sakatlayan, zedeleyen, sınan, foslayan, yanan; inceleyen, alan, satın alan; seçen; 3) ayıran; parçalara ayıran; 4) çözen, çözülen, açan, açıklayan; serbest bırakan, başlatan; anlamını çıkaran, tercüme eden, çeviren, yorumlayan. айхалæггаг (айхалæггæгтæ) | ayxalæggag | 1) yok etmelik, yıkmalık, harap etmelik; mahvetmelik; 2) bozmalık, bozulmalık; sökmelik, sakatlamalık, zedelemelik, haklamalık, benzetmelik, becermelik, berbat etmelik, berbat olmalık, çepellemelik, pisletmelik, sıçmalık, çirkinleştirmelik, saldırmalık, sakatlanmalık, zedelenmelik, sınmalık, foslamalık, yanmalık; incelemelik, almalık, satın almalık; seçmelik; 3) ayırmalık; parçalara ayırmalık; 4) çözmelik, çözülmelik, açmalık, açıklamalık; serbest bırakmalık, başlatmalık; anlamını çıkarmalık, tercüme etmelik, çevirmelik, yorumlamalık. айхалæн | ayxalaæn | 1) yok edilen, yıkılan, harap edilen; mahvedilen; 2) bozulan; sökülen, sakatlanan, zedelenen, haklanan, benzetilen, becerilen, berbat edilen, berbat olunan, çepellenen, pisletilen, sıçılan, çirkinleştirilen, saldırılan, sakatlanan, zedelenen, sınan, foslanan, yanan; incelenen, alınan, satın alınan; seçilen; 3) ayırtılan; parçalara ayırtılan; 4) çözülen, açılan, açıklanan; serbest bırakılan, başlatılan; anlamı çıkarılan, tercüme edilen, çevirtilen, yorumlanan. айхалгæ | ayxalgæ | 1) yok etme, yıkma, harap etme; mahvetme; 2) bozma, bozulma; sökme, sakatlama, zedeleme, haklama, benzetme, becerme, berbat etme, berbat olma, çepelleme, pisletme, sıçma, çirkinleştirme, saldırma, sakatlanma, zedelenme, sınma, foslama, yanma; inceleme, alma, satın alma; seçme; 3) ayırma; parçalara ayırma; 4) çözme, çözülme, açma, açıklama; serbest bırakma, başlatma; anlamını çıkarma, tercüme etme, çevirme, yorumlama. айхалгæйæ | ayxalgæyæ | 1) yok ederek, yıkarak, harap ederek; mahvederek; 2) bozarak, bozularak; sökerek, sakatlayarak, zedeleyerek, haklayarak, benzeterek, becererek, berbat ederek, berbat olarak, çepelleyerek, pisleterek, sıçarak, çirkinleştirerek, saldırarak, sakatlanarak, zedelenerek, sınarak, foslayarak, yanarak; inceleyerek, alarak, satın alarak; seçerek; 3) ayırarak; parçalara ayırarak; 4) çözerek, çözülerek, açarak, açıklayarak; serbest bırakarak, başlatarak; anlamını çıkararak, tercüme ederek, çevirerek, yorumlayarak. айхалинaг (айхалинæгтæ) | ayxalinag | 1) yok edecek, yıkacak, harap edecek; mahvedecek; 2) bozacak, bozulacak; sökecek, sakatlanacak, zedelenecek, haklanacak, benzetecek, becerecek, berbat edecek, berbat olacak, çepellenecek, pisletecek, sıçacak, çirkinleştirecek, saldıracak, sakatlanacak, zedelenecek, sınacak, foslanacak, yanacak; incelenecek, alacak, satın alacak; seçecek; 3) ayıracak; parçalara ayıracak; 4) çözecek, çözülecek, açacak, açıklanacak; serbest bırakacak, başlatacak; anlamını çıkaracak, tercüme edecek, çevirecek, yorumlanacak. 118
айхалын (айхæлдтон, айхæлдтaин, айхалдзынæн) | ayxalın | 1) yok etmek, yıkmak, harap etmek; mahvetmek; 2) bozmak, bozulmak; sökmek, sakatlamak, zedelemek, haklamak, benzetmek, becermek, berbat etmek, berbat olmak, çepellemek, pisletmek, sıçmak, çirkinleştirmek, saldırmak, sakatlanmak, zedelenmek, sınmak, foslamak, yanmak; incelemek, almak, satın almak; seçmek; 3) ayırmak; parçalara ayırmak; 4) çözmek, çözülmek, açmak, açıklamak; serbest bırakmak, başlatmak; anlamını çıkarmak, tercüme etmek, çevirmek, yorumlamak. айхæл-айхæл кæнын | ayxæl-ayxæl kænın | 1) sık sık sökülmek, dikilişleri sökmek; çözülmek, çürütmek, ayrışmak; kötüleştirmek, bozulmak, sakatlanmak, zedelenmek, sınmak, berbat olmak, foslamak, yanmak; 2) çöktürmek, yağmak; 3) dağılmak, satılmak, yayılmak, geçmek, ayrılmak, çelişmek, azmak; erimek; düzelmek; boşanmak, boşamak; seçilmemek; 4) bitirmek, bitmek, sona ermek, tükenmek, tekmillenmek; 5) kurtarılmak, anlamını çıkarmak, tercüme etmek, çevirmek, yorumlamak, açıklamak, açılmak. айхæлaг | ayxælag | 1) söktüren, sökülen, dikilişleri söktürten; çözdüren, çözdürten, çürüten, ayrıştırtan; kötüleştiren, bozdurtan, sakatlatan, zedeleten, sınatan, berbat olduran, foslatan, yandıran; 2) çöktürten, yağdıran; 3) dağıtan, sattıran, yaydırtan, geçirten, ayırtan, çeliştiren, azdırtan; eriten; düzelten; boşlatan, boşatan; 4) bitirten, biten, sona erdirten, tüketen, tekmilleten; 5) kurtarılan, anlamını çıkartan, tercüme ettiren, çevirten, yorumlatan, açıklatan, açtıran. айхæлæг (айхæлджытæ) | ayxælæg | 1) söken, sökülen, dikilişleri söken; çözen, çözülen, çürüten, ayrışan; kötüleştiren, bozulan, sakatlanan, zedelenen, sınan, berbat olan, foslayan, yanan; 2) çöktüren, yağan; 3) dağılan, satılan, yayılan, geçen, ayrılan, çelişen, azan; eriyen; düzelen; boşanan, boşayan; seçilmeyen; 4) bitiren, biten, sona eren, tükenen, tekmillenen; 5) kurtarılan, anlamını çıkaran, tercüme eden, çeviren, yorumlayan, açıklayan, açılan. айхæлæн | ayxælæn | 1) sökülen, dikilişleri sökülen; çözülen, çürütülen, ayrışılan; kötüleştirilen, bozulan, sakatlanılan, zedelenilen, sınılan, berbat olunan, foslanan, yanılan; 2) çöktürülen, yağılan; 3) dağılan, satılan, yayılan, geçilen, ayrılanan, çelişilen, azılan; erinen; düzeltilen; boşlanılan, boşanan; seçilmemek; 4) bitirilen, bitilen, sona erinen, tükenilen, tekmillenilen; 5) kurtarılan, anlamını çıkarılan, tercüme edilen, çevirtilen, yorumlanan, açıklanan, açılanan. айхæлгæ | ayxælgæ | 1) sökülme, dikilişleri sökme; çözülme, çürütme, ayrışma; kötüleştirme, bozulma, sakatlanma, zedelenme, sınma, berbat olma, foslama, yanma; 2) çöktürme, yağma; 3) dağılma, satılma, yayılma, geçme, ayrılma, çelişme, azma; erime; düzelme; boşanma, boşama; seçilmeme; 4) bitirme, bitme, sona erme, tükenme, tekmillenme; 5) kurtarılma, anlamını çıkarma, tercüme etme, çevirme, yorumlama, açıklama, açılma. айхæлгæйæ | ayxælgæyæ | 1) sökülerek, dikilişleri sökerek; çözülerek, çürüterek, ayrışarak; kötüleştirerek, bozularak, sakatlanarak, zedelenerek, sınarak, berbat olarak, foslayarak, yanarak; 2) çöktürerek, yağarak; 3) dağılarak, satılarak, yayılarak, geçerek, ayrılarak, çelişerek, azarak; eriyerek; düzelerek; boşanarak, boşayarak; seçilmeyerek; 4) bitirerek, biterek, sona ererek, tükenerek, tekmillenerek; 5) kurtarılarak, anlamını çıkararak, tercüme ederek, çevirerek, yorumlayarak, açıklayarak, açılarak. айхæлд (айхæлдтытæ) | ayxæld | 1) sökülmüş, dikilişleri sökmüş; çözülmüş, çürütmüş, ayrışmış; kötüleştirmiş, bozulmuş, sakatlanmış, zedelenmiş, sınmış, berbat olmuş, foslamış, yanmış; 2) çöktürmüş, yağmış; 3) dağılmış, satılmış, yayılmış, geçmiş, ayrılmış, çelişmiş, azmış; erimiş; düzelmiş; boşanmış, boşamış; seçilmemiş; 4) bitirmiş, bitmiş, sona ermiş, 119
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68: адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70: адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72: yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74: азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76: çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78: аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80: döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82: ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84: aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86: geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88: aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90: азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92: аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94: olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96: duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98: edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100: аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102: aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104: uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106: geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108: айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110: айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112: айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114: soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116: teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117: айтынг уæвын (уын) |
- Page 121 and 122: айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124: saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126: акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128: alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130: акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132: аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134: акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136: акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138: акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140: öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142: son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144: tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146: аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148: алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150: алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152: алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154: görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156: алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158: алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160: алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162: aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164: алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166: амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168: ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336:
ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338:
ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340:
yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342:
ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344:
tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346:
ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348:
ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350:
ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352:
ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354:
ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356:
ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358:
аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360:
ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362:
ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364:
ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366:
ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368:
ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370:
ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372:
ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374:
emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376:
ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378:
ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380:
ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382:
yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384:
ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386:
ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388:
ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390:
içinde bırakmak, öldürmek; 2) a