yakalamak, yetişmek, enselemek, yapışmak, tutmak, kavramak; yetmek, elvermek, idare etmek. аххæст (аххæстытæ) | axxæşt | savaş, muharebe, dövüş, dövüşme, kavga, kavga etme, çarpışma. аххæст кæнын | axxæşt kænın | savaşmak, muharebe etmek, dövüşmek, çarpışmak, kavga etmek. аххæстгæнaг | axxæştgænag | savaştıran, muharebe ettiren, dövüştüren, çarpıştıran, kavga ettiren. аххæстгæнæг (аххæстгæнджытæ) | axxæştgænæg | savaşan, muharebe eden, dövüşen, çarpışan, kavga eden. аххæстгæнæггaг (аххæстгæнæггæгтæ) | axxæştgænæggag | savaşmalık, muharebe etmelik, dövüşmelik, çarpışmalık, kavga etmelik. аххæстгæнæн | axxæştgænæn | savaşılan, muharebe edilen, dövüşülen, çarpışılan, kavga edilen. аххæстгæнгæ | axxæştgængæ | savaşma, muharebe etme, dövüşme, çarpışma, kavga etme. аххæстгæнгæйæ | axxæştgængæyæ | savaşarak, muharebe ederek, dövüşerek, çarpışarak, kavga ederek. аххæстгæнинаг (аххæстгæнинæгтæ) | axxæştgæninag | savaşacak, muharebe edecek, dövüşecek, çarpışacak, kavga edecek. аххæстгонд (аххæстгæндтæ) | axxæştgond | savaşılmış, muharebe edilmiş, dövüşülmüş, çarpışılmış, kavga edilmiş. аххос | axxoş | 1) kabahat, suç, kusur, hata, yanlışlık, töhmet, cürüm, sebep, arıza, bozukluk, eksiklik. аххос кæнын | axxoş kænın | suçlamak, suçlandırmak; suçlu yapmak, suçlu olmak, hatalı bulmak, itham etmek, suçlamak, itham etmek, suçlu bulmak; sorumluluk vermek, sorumlu tutmak, hata bulmak, kusur bulmak, kınamak 2) sebep, neden, vesile, illiyet, faktör, ecil. аххосaг | axxoşag | suç nedeni, hata sebebi; neden, sebep, kusur, yanlışlık, bahane, vesile, münasebet, fırsat, arıza, bozukluk, eksiklik, illiyet, faktör, medar, illiyet, ecil. аххосгæнæг | axxoşgænæg | suçlayan, itham eden, suçlu bulan; savcı, iddianame. аххосдзинад (аххосдзинæдтæ) | axxoşzinad | suçluluk nedenlik, sebeplik, vesilelik, yanlışlık, bozukluk, eksiklik, illiyetlik, faktörlük; hata sebepliği, ecillik. аххосджын | axxoşcın | suçlu, kabahatli, yazıklı, hatalı, suça sebep olan, hataya neden olan, suça fırsat veren; уый аххосджын нæу | uıy axxoşcın næu | o kabahatli değil, o suçlu değil. аххосджын кæнын | axxoşcın kænın | suçlamak, suçlandırmak, suçlu bulmak, itham etmek, kabahat bulmak. аххосджын yæвын (уын) | axxoşcın uævın | suçlu olmak, kabahatli olmak, yazıklı bulunmak, hatalı olmak, yanlış yapmak, kusur işlemek, arızalı olmak, bozuk olmak, eksiklik yapmak. аххосджынгæнaг | axxoşcıngænag | suçlu yapan, kabahatli yapan, yazıklı yapan, hatalı yapan, yanlış yapan, kusur işleten, arızalı yapan, bozuk yapan, eksiklik yapan. аххосджынгæнæг (аххосджынгæнджытæ) | axxoşcıngænæg | suçlu olan, kabahatli olan, yazıklı bulunan, hatalı olan, yanlış olan, kusur işleyen, arızalı olan, bozuk olan, eksiklik olan. аххосджынгæнæн | axxoşcıngænæn | suçlu olunan, kabahatli olunan, yazıklı bulunan, hatalı olunan, yanlış yapılan, kusur işlenen, arızalı olunan, bozuk olunan, eksiklik yapılan. аххосджынгæнгæ | axxoşcıngængæ | suçlu olma, kabahatli olma, yazıklı bulunma, hatalı olma, yanlış yapma, kusur işleme, arızalı olma, bozuk olma, eksiklik yapma. 356
аххосджынгæнгæйæ | axxoşcıngængæyæ | suçlu olarak, kabahatli olarak, yazıklı bulunarak, hatalı olarak, yanlış yaparak, kusur işleyerek, arızalı olarak, bozuk olarak, eksiklik yaparak. аххосджынгæнинаг | axxoşcıngæninag | suçlu olacak, kabahatli olacak, yazıklı bulunacak, hatalı olacak, yanlış yapacak, kusur işleyecek, arızalı olacak, bozuk olacak, eksiklik yapacak. аххyыpc-аххyыpc кæнын | axxuırş-axxuırş kænın | sık sık kiralamak, tutmak, kirala ile tutmak, adam tutmak, çalıştırmak. аххyыpcaг | axxuırşag | kiralatan, adam tutturan. аххyыpcæг (аххyыpcджытæ) | axxuırşæg | kiralayan, tutan, çalıştıran. аххyыpcæггaг (аххyыpcæггæгтæ) | axxuırşæggag | kiralamalık, tutmalık, çalıştırmalık. аххyыpcæн | axxuırşæn | kiralanan, tutulan, çalıştırılan. аххyыpcгæ | axxuırşgæ | kiralama, tutma, çalıştırma. аххyыpcгæйæ | axxuırşgæyæ | kiralayarak, tutarak, çalıştırarak. аххyыpcинаг | axxuırşinag | kiralanacak, tutacak, çalıştıracak. аххyыpcын I (аххуырcтон, аххсуырcтaин, аххуырcдзынæн) | axxuırşın | kiralamak, tutmak, kirala ile tutmak, adam tutmak, çalıştırmak. аххуырсын II | axxuırşın | itmek, itelemek, geri çevirmek, dürtmek, atmak, bir yana atmak, kenara atmak, kakmak, ileri sürmek, püskürtmek, savuşturmak, önemsememek, üstünde durmamak. аххyыc кæнын | axxuış kænın | yardım etmek, yardımcı olmak, destek olmak, desteklemek, elinden tutmak. аххyысгæнаг (аххазгæнджын, ахъазгæнаг) | axxuışgænag | 1. yardım ettiren; yardımcı yapan, muavin yapan, asistan yapan; 2. elulağı yapan, yamak yapan, aracı yapan, yar yapan, destyar yapan. ахызт | axıjt | geçiş, geçme, geçirme, geçit; aşma, menzil; geçiş yeri, yaya geçidi, nehri aşma, nehri geçme, feribot geçişi, intikal; kat edilen yol, transfer; ubur; доныл ахызт | donıl axıjt | nehir geçişi, sudan geçme yeri, nehir boyunca feribot geçişi. аххyыcгæнаг | axxuışgænag | yardım ettiren, yardımcı yapan, destek yapan, destekleten, elinden tutturan. аххyыcгæнæг (аххyыpcгæнджытæ) | axxuışgænæg | yardım eden, yardımcı olan, destek olan, destekleyen, elinden tutan. аххyыcгæнæггаг (аххyыpcгæнæггæгтæ) | axxuışgænæggag | yardım etmelik, yardımcı olmlık, destek olmalık, desteklemelik, elinden tutmalık. аххyыcгæнæн | axxuışgænæn | yardım edilen, yardımcı olunan, destek olunan, desteklenen, elinden tutulan. аххyыcгæнгæ | axxuışgængæ | yardım etme, yardımcı olma, destek olma, destekleme, elinden tutma. аххyыcгæнгæйæ | axxuışgængæyæ | yardım ederek, yardımcı olarak, destek olarak, destekleyerek, elinden tutarak. аххyыcгæнинаг (аххyыpcгæнинæгтæ) | axxuışgæninag | yardım edecek, yardımcı olacak, destek olacak, desteklenecek, elinden tutacak. ахыбаp-хыбyp кæнын | axıbar-xıbur kænın | ахызт | axıjt | geçiş, geçirme, geçit, geçme; aşma, pasaj, inkılâp; menzil; intikal, ubur. ахыл кæнын | axıl kænın | dalaşmak, dövüşmek, kavga etmek, vuruşmak, çarpışmak, tepişmek, boğuşmak, savaşmak; tartışmak, münakaşa etmek, çekişmek, bozuşmak, arası açılmak. 357
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306: hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308: афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310: афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312: афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314: афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316: афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318: афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320: афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322: sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324: афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326: афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328: fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330: serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332: dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334: ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336: ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338: ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340: yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342: ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344: tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346: ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348: ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350: ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352: ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354: ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355: ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 359 and 360: ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362: ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364: ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366: ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368: ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370: ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372: ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374: emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376: ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378: ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380: ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382: yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384: ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385 and 386: ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 387 and 388: ацъyпдзaг кæнын | ashup
- Page 389 and 390: içinde bırakmak, öldürmek; 2) a