morarmak, morartmak; 4) yeşermek, yeşillenmek, yeşilleşmek, yeşillenmeye başlamak, göğermek, paslanmak, sapsarı kesilmek. ацъæхахст кæнын | ashæxaaşt kænın | çok ağlamak, bağıra bağıra ağlamak, haykırarak ağlamak, feryada etmek. ацъæxcнaг кæнын | ashæxşnag kænın | 1) keskince bağırtmak, yüksek sesle haykırtmak, tam olarak yaptırmak; 2) yüksek sesle ciyaklamak, yüksek tonda anlatmak; 3) çok ekşi tatmak, acı ekşi tattırmak, yakıcı keskin vermek, boğaz yakmak, tam olarak verdirmek. ацъæxcнaг yæвын (yын) | ashæxşnag uævın | 1) sesi keskin çıkmak, keskince bağırmak, yüksek sesle haykırmak, yüksek sesle ciyaklamak, yüksek tonda konuşmak; 2) acı ekşimek, acı kesilmek, çok ekşi tatmak, boğaz yakmak; 3) tam olarak vermek. ацъæxтæ-бypтæ кæнын | ashæxtæ-burtæ kænın | yeşillenip sarartmak. ацъæxтæ-бypтæ yæвын (yын) | ashæxtæ-burtæ uævın | yeşillenip sararmak. ацъил кæнын | ashil kænın | 1. döndürmek, çevirmek; kendine çekmek, ikna etmek, inandırmak, kandırmak, yemlemek, sürüklemek; aklını çelmek, aklını çekmek, aklını çalmak; 2. ayartmak, tahrik etmek, baştan çıkarmak. ацъил yæвын (yын) | ashil uævın | dönmek, çevrilmek; acele etmek, acele ettirilmek, ivmek, tezlenmek, koşmak, ileri gitmek; anlaşmak, sözleşmek, yürümek, yelmek, eşmek. ацъипп кæнын | ashipp kænın | 1) kapmak, kapışmak, yakalamak, yapışmak, yapışıvermek, tutmak, tutunmak, tutuşmak, elvermek, enselemek, ele geçirmek, kavramak, almak, yetmek, yetişmek, idare etmek; 2) boğuşmak, girmek, sarılmak. ацъипп-цъипп кæнын | ashipp-shipp kænın | ацъиpaг | ashirag | emdiren, boşaltan, pompalatan; içtiren, tüketen. ацъиpæг (ацъиpджытæ) | ashiræg | emen, boşalan, pompalayan; içen, tükenen. ацъиpæггaг | ashiræggag | emmelik, boşaltmalık, pompalamalık; içmelik, tüketmelik, tükenmelik. ацъиpгæ | ashirgæ | emme, boşaltma, pompalama; içme, tüketme, tükenme. ацъиpгæйæ | ashirgæyæ | emerek, boşaltarak, pompalayarak; içerek, tüketerek, tükenerek. ацъиpинаг (ацъиpинæгтæ) | ashirinag | emecek, boşaltacak, pompalanacak; içecek, tüketecek, tükenecek. ацъиpын (ацъыpдтoн, ацъыpдтaин, ациpдзынæн) | ashirın | 1) emmek, yavaş yavaş emmek, boşaltmak; tüketmek, tükenmek; 2) içmek, içki içmek, şürbetmek; 3) dışarı pompalamak, pompalamak, suni teneffüs yaptırıp kurtarmak. ацъиcт кæнын | ashişt kænın | sıkıştırmak, sıkmak, ezmek, buruşturmak, kırıştırmak. ацъиy-цъиy кæнын | ashiu-shiu kænın | 1. lafı gevelemek; 2. duyuyu dağıtmak (etrafa), cıkcık yapmak. 1. попищать; 2. распространить слух (о чём-либо). ацъиyлa кæнын | ashiula kænın | 1) dönmek, acele dönmek, dönüşü hızlandırmak; buruşturmak, buruşturulmak, bükmek, eğmek, eğriltmek, ezmek, çiğnemek, kırıştırmak, katlamak, örselemek, zedelemek, berelemek, karmak, dürmek, ovmak; 2) yerinden oynatmak, yuvarlamak, devirmek, daraltmak, devşirmek, sarmak, filo etmek, sapmak, kısa kesmek; 3) solgunlaştırmak, körletmek, körleştirmek, uyuşturmak, zayıflatmak, azaltmak, bitirmek. ацъyлa yæвын (yын) | ashula uævın | 1) kısadan dönmüş olmak, kestirmeden dönüş yapmak, buruşturulmak, buruşmak; ezilmek; 2) eğilmek, eğrilmek, bükülmek, dürülmek, kamburlaşmak, devrilmek, pıhtılanmak, kesilmek, kısa kesilmek, kıvrılmak; 3) körlenmek, körleşmek, körelmek, uyuşmak, zayıflamak, kütleşmek, devrilmek; 4) soluk olmak. 386
ацъyпдзaг кæнын | ashupzag kænın | kenarlardan doldurmak, tüm bölgelerden doldurmak, tepeleme doldurmak. наполнить до краёв, до верхушки ацъyпп кæнын | ashupp kænın | sivriltmek, sivrileşmek, sivrilmek, keskinleştirmek, üstü yükseltmek ve dar yapmak, çatı şeklinde yapmak, tepeleme yapmak, yukarı daralmak. ацъyтxaл yæвын (yын) | ashutxal uævın | sivilce olmak, sivilce kaplanmak, döküntü kaplamak. ацъыбap-цъыбyp кæнын | ashıbar-sıbur kænın | 1) kuş cıvıltıları çıkarmak; 2) suda çırpınmak. 1) пощебетать (о птицах); 2) побарахтаться (в воде). ацъыбыpтт кæнын | ashıbırtt kænın | 1) dalmak, dalış yapmak; göstermek; 2) suya daldırmak, suya dalmak, suda durulamak, su göstermek. ацъыввытт кæнын | ashıvvırtt kænın | 1) sıvışmak, savuşmak, savuşup gitmek, sıyırmak, sıyrılmak, kaymak, kayarak düşmek, kaçmak, kaçınmak, gözden kaçmak, dikkatten kaçmak, ağzından kaçmak, kurtulmak, kayıp kurtulmak; fışkırmak, kopmak, kaypamak; 2) dalmak, dalış yapmak. ацъыкк кæнын | ashıkk kænın | 1) kesmek, kesivermek, kesip atmak, ayırmak, cezmetmek; 2) çabukça bir şekilde yapmak, çabuk bitirmek. ацъыллинг кæнын | ashılling kænın | 1) savuşmak, sıvışmak, sıyrılmak, kaçmak, dışarı kaçmak, gözden kaçmak, dikkatten kaçmak, kurtulmak, süzülmek, kaymak, kayarak kurtulmak, kayıp kurtulmak, kaypamak; 2) kuyruğu sallamak. ацъымapa кæнын | ashımara kænın | bataklığa dönüştürmek, bataklık yapmak. ацъымapa yæвын (yын) | ashımara uævın | batak olmak, bataklık olmak. ацъынæp yæвын (yын) | ashınær uævın | kuzulamak. оягниться ацъынд кæнын | ashınd kænın | 1) yummak, gözleri kapatmak, gözlerini kırpmak, gözlerini kırpıştırmak; göz kapakları düşmek; 2) uyuyakalmak, uykuya dalmak, uyuklamak; şekerleme yapmak, kestirmek, içi geçmek, pineklemek, ımızganmak; ölmek, vefat etmek, can vermek, göç etmek, yürümek, sönmek. ацъынд yæвын (yын) | ashınd uævın | 1) kırpmak, kırpıştırılmak, göz kapakları kapanmak, açıp kapamak; 2) uyumak, uykuya dalmak; ölmek, ölünmek, vefat etmek, can vermek, göç etmek, yürümek, sönmek. ацъыpтт кæнын | ashırtt kænın | fışkırmak, püskürmek, saçmak, sıçratmak, serpmek, dağıtmak. ацъыyyитт yæвын (yын) | ashıuuitt uævın | zayıflamak, kuvvetle zayıflamak, yüzü zayıflamak, avurdu göçmek, avurdu avurduna göçmüş olmak, ince olmak, inceltilmek, cılızlaşmak, arıklamak, incelmek, süzülmek, kötülemek, kilo vermek; tazılaşmak. ацъыф кæнын | ashıf kænın | çamur etmek, çamurlamak, kirletmek, kirlettirmek, pisletmek, mikroplanmak, bulamak, bulaştırmak, lekelemek, leke etmek, balçıklaşmak, sıvamak. ацъыф yæвын (yын) | ashıf uævın | çamur olmak, çamurlanmak, çamurlaşmak, kirli olmak, kirletilmek, kirlenmek, pislenmek, mikroplanmak, bulaşmak, bulanmak, lekelenmek, leke olmak, balçıklaşmak, sıvanmak. aчeгъpe кæнын | açyeğrye kænın | 1) şefler aracılarında almak, iletkenler arabulucular almak; 2) savmak, baştan savmak, başından savmak, yollamak, yol vermek, kovmak, kurtarılmak, kapıyı göstermek. aчитт-читт кæнын | açitt-çitt kænın | aчиy-aчиy кæнын | açiu-açiu kænın | 1) sık sık sarsılmak, sendelemek, sallamak, oynamak, koşuşmak; eğilmek, yana yatmak; bozulmak, çarpınmak; sarmak; 2) atılmak, fışkırmak, fırlatmak, fırlamak, saçmak; yumurtlamak, yavrulamak; 3) aksamak, topallamak. 387
- Page 1:
“Дзырд атæхдзæн, ф
- Page 5:
ALANİA-OSETİA-İRIŞTON ARMASI 24
- Page 10 and 11:
AÇIKLAMALAR a. İsim sözcüklerin
- Page 12 and 13:
Türkçe Тюpkчэ TÜRKÇE SÖZC
- Page 15 and 16:
A-A а I | a | bu, şu, o, bu yüzd
- Page 17 and 18:
aбалцгæнæг (абалцгæ
- Page 19 and 20:
абæзджын уæвын (уын
- Page 21 and 22:
абзац | abjas | satır başı,
- Page 23 and 24:
абузaг | abujag | genişleten,
- Page 25 and 26:
aбызгъуыp(тæ) уæвын,
- Page 27 and 28:
абыxcын (абыxcтoн, абы
- Page 29 and 30:
авг (æвгтæ) | avg | 1) cam,
- Page 31 and 32:
kalacak, yoksun kılacak, mahrum b
- Page 33 and 34:
aвдcæдæ | avdşædæ | yedi y
- Page 35 and 36:
edilen, onaylanılan, yaşanılan,
- Page 37 and 38:
авиаконструктор (х
- Page 39 and 40:
авнæлд (авнæлдтытæ)
- Page 41 and 42:
автотранспортон | av
- Page 43 and 44:
tırmalamak, korkmak, kaygılanmak,
- Page 45 and 46:
yere düşen, yerinden oynayıp dü
- Page 47 and 48:
itirten; 2) silahla öldürten, sil
- Page 49 and 50:
агрегатон, агрегат
- Page 51 and 52:
olacak, dava açacak; 2) başaracak
- Page 53 and 54:
агъæц | ağæs | bekle, beklem
- Page 55 and 56:
адaм уæвын (уын) | adam
- Page 57 and 58:
адæймагæрдзы | аdæym
- Page 59 and 60:
parçalamak, paramparça etmek; yok
- Page 61 and 62:
dağıtmak, üleşmek, üleştirmek
- Page 63 and 64:
aдpaттын | adrattın | tat ver
- Page 65 and 66:
адымcинаг (адымcинæ
- Page 67 and 68:
адзaлaгуp | azalagur | адз
- Page 69 and 70:
адзæнгæлгæнгæ | azæng
- Page 71 and 72:
yığılmak, yığışsak, birikmek
- Page 73 and 74:
азæгæл уæвын (уын) |
- Page 75 and 76:
çürümek. азгъæлаг | ajğ
- Page 77 and 78:
аздaxгæ | ajdaxgæ | 1) dönme
- Page 79 and 80:
döndüre koparmalık, örmelik; fr
- Page 81 and 82:
ırakmalık, konaklamalık, kaçır
- Page 83 and 84:
aşka yere geçme, filo etme, azalt
- Page 85 and 86:
geçme, oynama, devinme, yürüme,
- Page 87 and 88:
aзотхъуaг | ajotquag | nitro
- Page 89 and 90:
азынын кæнын | ajının
- Page 91 and 92:
аивдзинад (aивдзинæ
- Page 93 and 94:
olma, kusurluluk, aksaklık, yeters
- Page 95 and 96:
duracak, sakınacak, yanaşmayacak,
- Page 97 and 98:
edecek, tahsisat ayıracak, birinin
- Page 99 and 100:
аиуварс уæвын (уын)
- Page 101 and 102:
aифтындзгæйæ | aiftınzg
- Page 103 and 104:
uzatacak, esnetecek, salacak, söm
- Page 105 and 106:
geçirmelik, geçmelik, içinden ge
- Page 107 and 108:
айдзaггæнaг | ayzaggænag
- Page 109 and 110:
айзæр-айзæр кæнын |
- Page 111 and 112:
айразмæ | ayrajmæ | budan
- Page 113 and 114:
soğurmalık, yutmalık, yudumlamal
- Page 115 and 116:
teslim almak, devralmak; 3) indirme
- Page 117 and 118:
айтынг уæвын (уын) |
- Page 119 and 120:
айхалын (айхæлдтон,
- Page 121 and 122:
айхъуыcæггаг | ayquşæg
- Page 123 and 124:
saçılan, serpiştirilen; vurulan,
- Page 125 and 126:
акæлгæйæ | akælgæyæ | 1)
- Page 127 and 128:
alacak, götürecek, götürülecek
- Page 129 and 130:
акæстытæ кæнын | akæ
- Page 131 and 132:
аккомпанемент кæны
- Page 133 and 134:
акомгæйæ | akomgæyæ |1) k
- Page 135 and 136:
акуиты уæвын (уын) |
- Page 137 and 138:
акъаддæpгæнаг | akhadd
- Page 139 and 140:
öldüren, tokatlayan, vuran; 3) ç
- Page 141 and 142:
son damlasına kadar içmek. акъ
- Page 143 and 144:
tutturmuş, rastlatmış, rastlamı
- Page 145 and 146:
аласа | alaşa | iğdiş, buru
- Page 147 and 148:
алæвap кæнын | alævar kæ
- Page 149 and 150:
алæдæрсын [алæдæрс
- Page 151 and 152:
алæcинаг (алæcинæгт
- Page 153 and 154:
görüşmüş, tez danışmış, s
- Page 155 and 156:
алгъитын (алгъысдт
- Page 157 and 158:
алкоголикон | alkogoliko
- Page 159 and 160:
алхатт-алхатт | alxatt-
- Page 161 and 162:
aлцыдæр, алцы, алцыд
- Page 163 and 164:
алыгъуызoн (алыгъуы
- Page 165 and 166:
амaдзaлгæнæггaг | amadz
- Page 167 and 168:
ettiren, azap veren, apıştıran,
- Page 169 and 170:
амæлæты бонмæ | amælæ
- Page 171 and 172:
kaynaşacak, dağıtacak, yoğuraca
- Page 173 and 174:
gelmek, rastlaşmak, buluşmak, kar
- Page 175 and 176:
aмидæг кæнын | amidæg k
- Page 177 and 178:
aммeнгæнгæйæ | ammyengæn
- Page 179 and 180:
амондæнхъæл | amondænq
- Page 181 and 182:
ампъылдтæ кæнын, ам
- Page 183 and 184:
амxæццæгæнæггaг (амx
- Page 185 and 186:
анадгæнгæ | anadgængæ |
- Page 187 and 188:
анауыли | anauıli | sonbaha
- Page 189 and 190:
андaвинаг | andavinag | duy
- Page 191 and 192:
андидзгæйæ | andizgæyæ
- Page 193 and 194:
анкъуcаг | ankhuşag | salla
- Page 195 and 196:
аномалиджын | anomalicı
- Page 197 and 198:
антракт (дыууæ арха
- Page 199 and 200:
genişletme; 2) yıkanmış, kotarm
- Page 201 and 202:
анывæндæггaг (анывæ
- Page 203 and 204:
аныгъуылд (аныгъуы
- Page 205 and 206:
анымaйæн | anımayæn | 1) s
- Page 207 and 208:
аныфcxacт уæвын (уын)
- Page 209 and 210:
аныхъуыргæ | anıquırgæ
- Page 211 and 212:
aпеxцeл уæвын (уын) | a
- Page 213 and 214:
аппаринaг (аппаринæ
- Page 215 and 216:
vurmak, çarpmak, darbelemek, darbe
- Page 217 and 218:
aразинaг (aразинæгтæ
- Page 219 and 220:
aрacт кæнын | araşt kænın
- Page 221 and 222:
арахъдзуангæнаг | ar
- Page 223 and 224:
aрæдувæн | aræduvæn | bulu
- Page 225 and 226:
aрæйнar | aræynag | sınır, s
- Page 227 and 228:
aрæнгæc | arængæş | sınır
- Page 229 and 230:
yetiştirmek; sulandırmak, seyrelt
- Page 231 and 232:
müstait, hazık, çevrimli; gücü
- Page 233 and 234:
aрвы гæpæxтæ | arvı gæræ
- Page 235 and 236:
аpгъауæн | arğauæn | 1) ay
- Page 237 and 238:
аpгъгæнæггаг | arğgæn
- Page 239 and 240:
tahrik, teşvik, fit, ifsat; aрд
- Page 241 and 242:
аркъaугонд (aркъaугæ
- Page 243 and 244:
артæнниз | artænnij | bağ
- Page 245 and 246:
аруaйын [аруaд (-и, - и
- Page 247 and 248:
ettiren; yürürlükte olan, yürü
- Page 249 and 250:
архæндæг уæвын (уын
- Page 251 and 252:
асадæг (асадджытæ) |
- Page 253 and 254:
асатаpгæнаг | aşatargæn
- Page 255 and 256:
асæpибap уæвын (уын) |
- Page 257 and 258:
асæxxæтгæнæггаг | aş
- Page 259 and 260:
асидаг | aşidag | çağrı y
- Page 261 and 262:
аскъæф-аскъæф кæны
- Page 263 and 264:
аскъуынгæйæ | aşkhuyın
- Page 265 and 266:
harekette bulunma, devinme, yürüm
- Page 267 and 268:
ассоциаци кæнын | aş
- Page 269 and 270:
астæумагъз асæттын
- Page 271 and 272:
астъæлæг (астъæлдж
- Page 273 and 274:
асуpын (асыpдтон, ас
- Page 275 and 276:
atlamak, uçmak, uzağa uçmak, uç
- Page 277 and 278:
aтaй-aтaй кæнын | atay-ata
- Page 279 and 280:
атæлмaцгæнæг (атæлм
- Page 281 and 282:
атæxинаг | atæxinag | uçac
- Page 283 and 284:
атлeт | atlyet | atlet, sporcu.
- Page 285 and 286:
атугæнгæйæ | atugængæy
- Page 287 and 288:
атынг уæвын (уын) | at
- Page 289 and 290:
атъaнгæнгæйæ | athangæn
- Page 291 and 292:
ау | au | acaba, gerçekten, yok
- Page 293 and 294:
ауайсадæггаг (ауай
- Page 295 and 296:
ауæзт (ауæзтытæ) | au
- Page 297 and 298:
ауæрдaг | auærdag | 1) esirg
- Page 299 and 300:
аудгæ | audgæ | etkileme, tes
- Page 301 and 302:
ауилын (ауылдтон, а
- Page 303 and 304:
аууон (аууæттæ) | auuon
- Page 305 and 306:
hoşa gideni yapmak, destek olmak;
- Page 307 and 308:
афaуын *афaудтон, афa
- Page 309 and 310:
афæзмæн | afæjmæn | taklit
- Page 311 and 312:
афæлвapгæйæ | afælvagræy
- Page 313 and 314:
афæлгъayын [афæлгъay
- Page 315 and 316:
афæлдиcгæйæ | afældişg
- Page 317 and 318:
афæлтæpгæйæ | afæltærg
- Page 319 and 320:
афæндapacтгæнинaг (аф
- Page 321 and 322:
sekteleşmelik; geciktirmelik, geci
- Page 323 and 324:
афистæг yæвын (уын) I
- Page 325 and 326:
афcæнттæ кæнын | afşæ
- Page 327 and 328:
fos, abes; dar kafalı; kuru, sudan
- Page 329 and 330:
serzeniş etmek, canını sıkmak,
- Page 331 and 332:
dehlemek, haylamak, haydalamak, dü
- Page 333 and 334:
ахастaд (ахастæдтæ)
- Page 335 and 336: ахаxгæнинaг (ахаxгæн
- Page 337 and 338: ахæм | axæm | böyle, böylesi
- Page 339 and 340: yanaşmak, yanaştırmak, tutmak, g
- Page 341 and 342: ахæцæн | axæsæn | 1) çekil
- Page 343 and 344: tecrit edecek, halvete çekilecek;
- Page 345 and 346: ахицæнгæнæггаг (ах
- Page 347 and 348: ахсаг | axşag | 1) yakalatan,
- Page 349 and 350: ахсидгæ | axşidgæ | 1) pi
- Page 351 and 352: ахудинаг | axudinag | 1) te
- Page 353 and 354: ахуыргæнæггаг | axuır
- Page 355 and 356: ахуыccынгæнæг (ахуыc
- Page 357 and 358: аххосджынгæнгæйæ |
- Page 359 and 360: ахъаваг | aqavag | 1) hedefl
- Page 361 and 362: ахъандзaл yæвын (yын)
- Page 363 and 364: ахъæрзаг | aqærjag | inlet
- Page 365 and 366: ахъуыды кæнын | aquıd
- Page 367 and 368: ахъыpнын (ахъыpныдтo
- Page 369 and 370: ацaмoнæн | asamonæn | 1) ö
- Page 371 and 372: ацapæxсæн | asaræxşæn | ba
- Page 373 and 374: emekleyerek, kalkarak, çaba sarf e
- Page 375 and 376: ацaxoдгæйæ | asaxodgæyæ |
- Page 377 and 378: ацaxyıpcт (ацaxyıpcтытæ)
- Page 379 and 380: ацæргæ | asærgæ | yaşlı,
- Page 381 and 382: yanmak, yakmak, yanıp kül olmak,
- Page 383 and 384: ацы бон | ası bon | bu gün.
- Page 385: ацъæл yæвын (yын) | ash
- Page 389 and 390: içinde bırakmak, öldürmek; 2) a