26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

oluşturarak çalışmaktadır. Kampanya düzenlemek gibi çeşitli grupların ortak hareket<br />

ettiği çalışmalarda ise, faaliyetin belirlenen bir veya birden fazla grubun sekreteryasında<br />

yürütülmesi, deneyimle bulunan bir yöntem olmuştur. Her halükârda, kadın<br />

örgütleri ortak karar alma süreçlerini önemsemekte ve mümkün olduğunca bu ortak<br />

hareket prensibini uygulamaya çalışmaktadır.<br />

Bu noktada, elbette ki diğer tüm hareketlerde olduğu gibi kadın hareketi içinde de belli<br />

başlı kadınların veya grup içi “grupçukların” öne çıkması ve “liderlik sultası” diye<br />

tarif edilen durumun yaşanması söz konusudur. Görüştüğümüz kadınlar, bu konuda da<br />

rotasyonun, inisiyatif ve sorumluluk almanın, gönüllülük/profesyonellik ikilemini aşacak<br />

bir yaklaşımın çözüme katkıda bulunacağını belirttiler. Teknolojiyi giderek daha<br />

etkin kullanmaya başlayan kadın örgütleri, iç yazışma ve iletişimde telefon trafiği ve<br />

elektronik posta gruplarını daha çok kullanır hale gelmektedir. Ancak, çoğu grup için<br />

yüz yüze görüşmeyi mümkün kılan toplantılar yapma ve burada alınan ortak kararlar<br />

doğrultusunda belli bir iş bölümüne dayalı faaliyet yürütme hâlâ en önemli iç iletişim<br />

biçimidir. Örgütler genel olarak tüm üyelerin katılımına açıksa da, daha fazla emek<br />

veren kadınlar kararlarda daha etkin olduğundan, bazı üyeler katılım açısından pasif<br />

kalmaktadır. Üyelerin katılımı konusunda genel olarak çaba olmasına karşın, bu çabanın<br />

yeterli olmadığı bellidir. Ancak bu durum, esas olarak, Türkiye’deki genel apolitik<br />

ortamdan, bürokratik ve yasal engellerden, kadın örgütlerinin çok fazla pratik iş yükü<br />

altında kalması nedeniyle katılıma yeterince enerji sarf edememelerinden ve kendi<br />

üyelerine yönelik propaganda yapmayı gerekli görmemelerinden kaynaklanmaktadır.<br />

Özellikle kampanya grup ve platformları gibi geniş katılımlı örgütlenmelere bakıldığında,<br />

temelde bir güven ilişkisi üzerinden işbirliği yapıldığı görülmektedir. Bu güven<br />

ilişkisi, hareketin ortaklaşma amacıyla özellikle son on yıldır verdiği emeğin sonucunda<br />

oluşmuş, katılımı ve demokratik işleyişi temin etme bakımından önemli bir işlev<br />

görmüştür. Medeni Yasa, Türk Ceza Kanunu, Ailenin Korunmasına Dair Kanun gibi<br />

kadınları pek çok açıdan etkileyen ana kanun düzenlemeleri sürecinde, yasa yapıcılar<br />

üzerinde kurulan baskı kampanyalarında ortaya çıkan işbirliğine ilişkin ölçüt ve<br />

ilkeler, tüm öznelerin katılımını esas alan ve herkesin eşit söz ve karar alma hakkını<br />

sağlamaya dönük yatay bir örgütlenme modeli ve işleyişinden çıkmıştır. Örneğin, Kadın<br />

Adayları Destekleme Ve Eğitme Derneği (KA-DER) tarafından yürütülmekte olan<br />

2007 Genel Seçim Kampanyası bu ilkelerden hareketle geniş bir kadın koalisyonunun<br />

katılımıyla hazırlanmıştır. Burada, işleyişe ilişkin temel perspektif, hareketin tüm bileşenlerinin<br />

geniş katılımlı kampanyalarda mümkün olduğunca söz, fikir ve kararda eşit<br />

ve yatay biçimde yer almasını sağlayacak bir yaklaşım şeklindedir.<br />

115

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!