26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İnsan haklarının ihtiva ettiği hususlar ise, toplumsal gelişim ve iktidar yapısının dönüşümü<br />

çerçevesinde şekillenir, büyür, genişler ve yeni tanımlar kazanır. Bu konuda<br />

birinci, ikinci ve üçüncü kuşak haklar şeması da çizilir:<br />

“Tarihin geriye doğru akıtılmaya çalışıldığı geçici dönemler dışında insan haklarının<br />

alanı hep genişlemiş, sivil ve siyasal haklardan oluşan Birinci Kuşak <strong>Hak</strong>ları,<br />

20. yüzyılın ortalarına doğru gelişen ekonomik, sosyal ve kültürel hakları ifade<br />

eden İkinci Kuşak <strong>Hak</strong>ları izlemiş, küreselleşme ve bilgi çağı ise, çevre hakkı<br />

gibi birey-devlet ilişkilerini aşan nitelikteki Üçüncü Kuşak <strong>Hak</strong>ları beraberinde<br />

getirmiştir. Tüm bu süreçler, yeni hak konularının ortaya çıkması yanında mevcut<br />

hakların da yeniden tanımlandığı, yorumlandığı aşamalar olmuştur.” 2<br />

İnsan hakları dinamik bir kavramdır ve zamanla dönüşerek genişler. İnsan hakları,<br />

tüm insanlığın evrensel haklarına işaret eder. İnsan, diğer canlılardan farklı olarak,<br />

bir aradalığı sağlama mekanizmalarına başvuran ve bunu hukuki çerçeveye oturtan,<br />

bunu yaparken de tek tek bireylerin, zımni kararlarla veya zorla da olsa rızasını alan<br />

tek varlıktır. Bu sürecin sürdürülebilirliğinin sağlanması için de çeşitli aygıtlar, yapılar,<br />

örgütlenmeler organize eder. İşte bu organizasyonlar (devletler, cemaatler veya farklı<br />

devletlerin birlikteliğiyle oluşturulan yapılar, örneğin Avrupa Birliği, dini grup ve/veya<br />

otoriteler), savunmasız bireylerin temel haklarını korumakla yükümlüyken, bu hakları<br />

ihlal eden yapılardır da. İnsan hakları savunuculuğu, bu yapılara karşı yürütülür.<br />

İnsan hakları, tüm insanların doğuştan sahip olduğu haklardır. (…) İnsan haklarının temel<br />

özelliği, kaynağını sözleşme ya da yasaya dayanmaksızın açığa vurmasıdır. İnsan hakları<br />

hayatın içinde, ihtiyaçtan, ihtiyaç sahiplerinin istemlerinden kaynağını bulur. Tarihin tüm<br />

dönemlerini kapsayacak şekilde, otorite karşısında ihtiyaç sahiplerinin taleplerini şekillendirmeleridir<br />

söz konusu olan. Kendisini ve kendi geçim araçlarını bilinçli olarak üreten ve<br />

güzellikler yaratan, bu olanağa canlı türleri içerisinde sahip olan insanın eylemidir, yaşama<br />

durumlarıdır insan haklarının kaynağı. O nedenle, insan hakları evrimcidir. Sürekli gelişir.<br />

(…) O nedenle de insan hakları listesine son nokta konulamaz. İnsanın ürettikleri ve yarattıklarıyla<br />

bir bütün oluşu, onun değerini oluşturur. İnsan onuru dediğimiz şey, ürettiği ve<br />

yarattığı ile bir bütün olan canlı türünün, tüm biçim ve çeşitleriyle ve her eylemde-işlemde,<br />

bir muamele beklentisini ortaya koyar. İnsan <strong>Hak</strong>ları Evrensel Bildirisi’nin tüm insanların<br />

onurda ve haklarda eşitliğini vurgulayan 1. maddesinin insan onurunun altını çizdiğini<br />

belirtmeliyiz. Bildirinin anahtar kavramı insan onurudur. Tüm insanlar insan olma onuru<br />

bakımından eşittirler.<br />

(İnsan <strong>Hak</strong>ları Derneği eski genel başkanı Hüsnü Öndül, http://www.ihd.org.tr, 1998)<br />

2 Mustafa Taşkesen, İnsan <strong>Hak</strong>ları (Ankara: Matus Basımevi Reklam Ve Yayımcılık Tic. Ltd. Şti.<br />

2006), 7.<br />

15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!