26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

92<br />

gözükmektedir. Bunun devletin ekonomi ve kalkınma politikalarının çevre gündemine<br />

ne kadar paralel olduğu ya da ne kadar ters düştüğüyle ilgili olduğu düşünülebilir.<br />

Örneğin 2007’ye damga vuran su kıtlığı konusunda çevre örgütleri politikalara çok<br />

daha etkin bir biçimde müdahale edebilmişti. Çünkü su tasarrufu devlete fayda sağladığı<br />

gibi, örneğin “su tasarruflu” tasarımlar sermaye için de yeni bir satış sektörü<br />

doğurmuştu. 2010’lara gelindiğinde ise enerji konusu devleti ve sivil toplumu karşı<br />

karşıya getirmiş ve bu da STÖ’lerin mevzuata ve politikalara etki gücünü olumsuz<br />

yönde etkilemiştir.<br />

2.11 STÖ’ler Arası İlişkiler Ve İşbirliği<br />

STÖ alanında hemen her kurum işbirliğine açık olduğunu ifade etmektedir. Ancak son<br />

yıllara kadar somut işbirliği çok azdır. Özellikle ulusal ve büyük ölçekli STÖ’leri ortak<br />

bir hedef etrafında toplamak oldukça güç gözükmektedir. 2007 yılında yapılan görüşmelerde<br />

yerel STÖ’lerin ve girişimlerin büyük STÖ’lerle işbirliği kurmaya soğuk baktığı<br />

gözlemlenmiştir. Görüşmelerde “Büyükler hep kendilerinin her şeyi iyi bildiklerini<br />

sanıyorlar. Bu nedenle de tüm faaliyetleri bizim adımıza onlar belirlemek ve yönetmek<br />

istiyorlar. Her fırsatta ön plana kendileri çıkıyorlar. Bir ortak basın toplantısı yapsak<br />

tüm salonu kendi bayrakları ve logolarıyla donatıyorlar… Biz niye onlarla ortaklık<br />

kuralım ki?” düşüncesi sıkça yansıtılmıştır.<br />

AB projelerinde yerel ortak olması durumunda projenin daha fazla puan alıyor olması da<br />

büyük STÖ’lerin yerele koşmasına neden olduğu kanısı vardır. AB sürecinde aktif olarak<br />

yer alan STÖ’lerin deneyimlerini diğer STÖ’lerle paylaşmamaları ve görüş alışverişinde<br />

bulunmamaları dikkat çekicidir.Bu duruma, Brüksel’de Avrupa Çevre Bürosu’nun öncülüğünde<br />

yürütülen EU NGO Forum projesinde yer alan Türkiyeli STÖ’lerin, projenin amacı<br />

Türkiyeli STÖ’lerin deneyimlerini ülkeleriyle paylaşmak iken, çalışmaları hakkında bilgi<br />

aktarımı yapmaması örnek olarak verilebilir.<br />

(Talu 2007)<br />

Ancak son yıllarda devletin daha “agresif”, “çevre odaklı olmayan” bir çevre politikası<br />

gütmesi devlet-STÖ ilişkilerini olumsuz etkilemekle birlikte STÖ’ler arasındaki diyalog<br />

ve işbirliğini ve kamuoyu desteğini artırmıştır. Aslında bu noktada daha geniş anlamda<br />

“STÖ’lerin son yıllarda toplumsal desteği artırma kaygısının güçlenmesi”nden<br />

bahsetmek mümkün (Paker ve Gencer 2011). Hükümetin Karadeniz Bölgesi’ndeki<br />

hidroelektrik santral (HES) ve nükleer santral projeleri yerel kitle hareketleri ile ulusal<br />

STÖ’leri yakınlaştırmıştır. Önceki yıllara kıyasla önemli bir fark, bu işbirliklerin-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!