26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

32<br />

Mazlum-Der eski Genel Başkanı Ayhan Bilgen:<br />

Farklı toplum kesimlerinin, birbirlerinin hak ihlalleriyle ilgili olmasını önemsiyoruz. Çünkü<br />

Türkiye’de ihlallerin sebepleri devlet politikaları. <strong>Toplum</strong> içinde de gerilim noktaları var,<br />

linç psikolojisi var, tahammülsüzlük, hoşgörüsüzlük var, ama onlar arasındaki gerilimleri<br />

tırmandıran da yine devlet politikaları. Dolayısıyla Türkiye’de Alevilerle Sünniler, Türklerle<br />

Kürtler, farklı toplum kesimleri arasında zaman zaman birbirlerinin özgürlüklerini<br />

kıskanan refleksler, tepkiler gelişiyorsa, bu, insan hakları açısından en büyük tehlikedir,<br />

risktir. Bir ülkede sivil toplum dayanışması varsa, yasama, yürütme ve yargı erkinden doğan<br />

hak ihlalleri daha kolay aşılır. Yoksa hep beraber kaybederiz.<br />

İHD Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ konuya şöyle açıklık getiriyor:<br />

“Tam bağımsızlık, tam tarafsızlık, ne ve kim olursa olsun, ayrım gözetmeksizin<br />

insan hakları ve siyasalardan uzak durma özelliği göz önüne getirildiğinde,<br />

Mazlum-Der’le çok benzerliğimiz var. Fakat her iki örgütün<br />

içinde bulunan kişilerin geldikleri gelenekler çok farklı. İHD sol gelenekten<br />

gelenlerin, Mazlum-Der de İslami gelenekten gelenlerin daha ağırlıkta olduğu<br />

örgütler.”<br />

Aslında Yalçındağ’ın dikkati çektiği bu husus, Feray Salman ve Orhan Kemal Cengiz’in<br />

değindiği “belli kimlikler etrafında insan hakları mücadelesi verme” meselesine de<br />

açıklık kazandırıyor. 12 Eylül askeri darbesinin hedef aldığı farklı kesimlerin, farklı<br />

örgütler kurduktan sonra, aslında insan hakları dilinin çok ortak olduğunu fark etmesi,<br />

tüm bu tartışmaların eksenini belirliyor. O yüzden de şu sıralar Türkiye’deki<br />

İHK’ler, giderek yan yana gelip ortak mücadele yürütmeye çalışıyor. İHD Van Şube<br />

Başkanı Cüneyt Caniş, “bizim gayemiz, İHD’ye gelen insanların, siyasi kimliklerini<br />

kapının eşiğinde bırakıp içeri girmesidir. Ancak bu konuda insanların ezberlerini bozmak,<br />

çok ciddi bir çaba gerektiriyor” diyerek bu konunun altını çiziyor.<br />

İnsan <strong>Hak</strong>ları Derneği<br />

1980’deki askeri darbeden sonra, 1986’da kurulan ilk insan hakları kuruluşu olan<br />

İHD’nin 33 şubesi ve Kars, Ağrı, Tunceli ile Eskişehir’de de temsilciliği var. 1988’de,<br />

İHD kurulalı henüz iki yıl olmuşken, 16 şubesi birden açıldı. Dernek, işkence mağdurlarıyla<br />

ilgilenmesi amacıyla, 1989’da Türkiye İnsan <strong>Hak</strong>ları Vakfı’nın kurulması<br />

kararını aldı. Derneğin web sitesinde verilen bilgilere göre İHD, 1987 ve 1999’da iki<br />

kez idam cezasına karşı kampanya düzenledi. Dört kez düşünceye özgürlük, iki kez<br />

DGM’lerin kapatılması, iki kez genel af, iki kez barış, bir kez “kayıplar bulunsun”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!