26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

durumları da düşünülerek geliştirilmiş bir sistem yoktur; itfaiye teşkilatında da, başka<br />

kurumlarda da.<br />

Duymayan biri hastalansa, doktora, hemşireye derdini anlatamaz. Çünkü halen sağlık<br />

teşkilatında bile işaret dili bilen personel bulunmamaktadır. Bu sorun bir kaza durumunda<br />

ya da duymayan kişinin başına başka bir olay geldiğinde de geçerlidir. Çünkü<br />

polisler de bilmez işaret dilini. Otistik, spastik ya da genel olarak zihinsel engelli<br />

olarak tanımlananların durumu ise daha da zordur. Gönderecek okul bulmak bir yana,<br />

aile için çocuğunu lokantaya yemeğe götürmek bile başlı başına bir sorun olabilmektedir.<br />

Diğer müşteriler rahatsız oluyor diye zihinsel engellilerin lokantadan atılabildiği<br />

bir ülkedir Türkiye. Zihinsel engelli çocuğu olan ailelerin en önemli sorunlarından bir<br />

diğeri de, kendileri öldükten sonra çocuklarına kimin, nasıl bakacağıdır. Devlet tarafından<br />

bu konuda da henüz hiçbir çalışma yapılmamıştır.<br />

Yukarıda anılan Türkiye Özürlüler Araştırması’nda, sakatların yaşadıkları sorunlar genel<br />

olarak şöyle resmediliyor: “Engellilerin bugünkü durumları ‘sosyal felaket’ kavramıyla<br />

özetlenebilir. Eğitim düzeyleri çok düşüktür ve fakirlik çok yaygındır. Birçoğu<br />

toplumdan soyutlanmış durumdadır, en fazla yararlanabildikleri sağlık hizmetlerinden<br />

bile büyük bir bölümünün yararlanamadığı tespit edilmiştir.”<br />

Türkiye Körler Federasyonu Başkanı Hasan Tatar, durumları “sosyal felaket” olarak tanımlanan<br />

sakatlarla ilgili STÖ’lerin örgütlenmelerini şöyle ifade ediyor (Tatar, “körler”<br />

için diyor ama tüm sakat dernekleri için geçerli söyledikleri):<br />

Üç tür örgütlenme vardır. Birincisi, istismarcı diye ifade edebileceğimiz örgütlerdir. Bunlar<br />

ağırlıkla görmeyenlerin ya da engellilerin, özürlerinden dolayı toplumun acıma duygusunu<br />

paraya çevirmeye çalışan uyanık insanların bir kısım engelli insanları da yanlarına alarak<br />

bu acıma duygusundan rant elde etme girişimidir. İkinci tür örgütlenmeyse korumacı örgütlerdir.<br />

Bunlar zenginlerin, büyük bürokratların, sermaye sahiplerinin ya da tanınmış<br />

siyasetçilerin eşlerinin körlere ve diğer engellilere yardım etmek ve (onları) korumak amacıyla<br />

kurdukları derneklerdir. Üçüncü tür örgütlenmelerse demokratik örgütlenmelerdir.<br />

Kör ve az görenlerin kendileriyle ilgili derneklerde, kuruluşlarda yönetime girdiği, dernek<br />

içinde söz ve karar sahibi olduğu örgütlenmelerdir bunlar. Körlerin, az görenlerin kendi<br />

hak ve çıkarlarını korumak, geliştirmek, körlüğü azaltmak, giderek ortadan kaldırmak,<br />

körlükten doğan sorunları çözmek için çaba gösteren örgütlerdir.<br />

177

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!