26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

366<br />

tılımcı demokrasinin de güçlendirilmesine yol açacak yepyeni bir vatandaşlık tanımı<br />

ortaya atmıştır. Vatandaşı edilgen konumundan almış, katılımcılığının kapsamını da<br />

genişleterek “toplumsal vatandaşlık” kavramını getirmiştir. Kentsel mekân üretiminde<br />

söz sahibi olmak demek, toplumsal ve mekânsal ilişkiler üzerinde denetim demektir;<br />

bu da toplumsal vatandaşlık yoluyla gerçekleşir. Artık devlet söz hakkı, küresel<br />

şirketler ya da sermayeden önce kentin kendi sakinlerinindir.<br />

Porto Alegre’de (Brezilya) düzenlenen ilk Dünya Sosyal Forumu’ndan (2001) bu yana,<br />

kentsel toplumsal hareketler ve uluslararası örgütler, neo-liberal kent paradigmasını<br />

sorgulamak ve dünya kentleri üzerindeki adaletsiz gidişatı tersine çevirebilmek amacıyla,<br />

Lefebvre’in kent hakkı kavramını yeniden gündeme taşımaktalar. Metaların<br />

mekânda üretiminden, mekânın kendisinin meta olarak üretimine geçildiğini anlatan<br />

ve kapitalizmin 20. yüzyılda ayakta kalabilme becerisini buna bağlayan Lefebvre’den<br />

yola çıkan Harvey, artı-değerin kentin dönüştürülmesi vasıtasıyla emilmesini inceledi.<br />

Neo-liberal sistemde çıkarları ortaklaşan devlet ve sermaye, yeni yönetim mekanizmaları<br />

yaratmış ve artı-değer devlet aygıtı üzerinden dağıtılırken, kentleşme sürecinin<br />

şekillendirilmesi sermaye ve üst gelir grupları lehine yönlenmiştir. Kent hakkının bu<br />

küçük siyasal ve ekonomik elitin elinden alınması için kolektif bir mücadele gerekmektedir.<br />

Kent ve kentleşme süreçlerinin bu sınıfsal boyutuna ve kentleşmenin özündeki<br />

yerinden etme süreçleri ile mülksüzleştirme yoluyla birikime dikkat çeken Harvey,<br />

“Kitleleri kentle ilgili haklardan yoksun bırakan bu gelişmeler karşısında, toplumsal<br />

muhalefet (eğer bir araya gelebilir ise) neyi, neleri talep edecek?’’ diye sorar. Yanıt<br />

basittir: “Artığın üretimi ve kullanımı üzerinde daha fazla demokratik denetim talep<br />

edilmeli.’’ Böylece, kentleşme, artı-değer kullanımının başlıca vasıtalarından biri ise,<br />

artığın kullanımı üzerinde demokratik bir yönetimin tesisi kent hakkını oluşturur. Bu<br />

hak, kentsel kaynaklara erişimde bireysel özgürlüklere sahip olmanın çok ötesinde<br />

bir haktır. Emlak spekülatörleri veya devlet planlamacılarının tayin ettiği bir erişim<br />

hakkından öte, kenti değiştirmenin vasıtası olarak etkin bir hak, yüreğimizin arzuları<br />

doğrultusunda kenti şekillendirme ve dolayısıyla kendimizi de başka bir biçimde yeniden<br />

yaratma hakkıdır (Harvey 2008).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!