26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

26<br />

sında bir ortaklık çatısı oluşturdu. Bu antlaşma 12 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe<br />

girdi. 12 Eylül 1980 darbesi AET ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dondurulmasına<br />

yol açtı. 1983 yılında çok partili seçimlerin yapılması üzerine Avrupa Birliği ile Türkiye<br />

arasındaki ilişkiler yeniden canlandı. 14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye resmen tam<br />

üyelik başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği’yle bütünleşmenin ilk aşaması olarak<br />

Türkiye 1 Ocak 1996 tarihinde Avrupa Birliği’yle Gümrük Birliği’ne girdi. 20<br />

2000’li yıllarda Türkiye’nin AB’ye katılma sürecinde bir hızlanma gözlendi. 17 Aralık<br />

2004 tarihinde AB ülkeleri Türkiye’nin katılma müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde<br />

başlamasına karar verdiler. Başlayacak müzakerelerin ne kadar sürede tamamlanacağı<br />

konusunda kesin bir karar verilmedi. Türkiye’nin AB’ye katılabileceği en makul<br />

tarihin 2020 olduğu yönünde değerlendirmeler yapılıyor. Oysa Aralık 2004’te bu<br />

tarih 2013 olarak gösteriliyordu. Ne var ki Türkiye’nin gerek ekonomik, kültürel ve<br />

komşu ülkelerle yaşadığı sorunlar, gerekse insan hakları alanında yaşadığı gerileme,<br />

2013’ü ihtimal dışı kılıyor.<br />

İHD ve TİHV verilerine göre 2003’ten 2010 yılının ilk altı ayının sonuna kadar geçen<br />

sürede 101 kişi faili meçhul cinayete kurban gitti. Bu dönemde kolluk kuvvetlerinin<br />

“dur ihtarına uymayan” veya rasgele ateş açma gibi gerekçelerle 315 kişiyi öldürdüğünü<br />

hatırlamak gerekiyor. Aynı dönemde 212 kişi de gözaltındayken, cezaevinde<br />

tedavilerinin aksatılmasından veya şüpheli şekilde hayatlarını kaybetti.<br />

2007 yılında, Polis Vazife Salahiyetleri Kanunu’nda (PVSK) yapılan bir değişiklikle<br />

kolluk kuvvetlerinin silah kullanması kolaylaştırıldı. Türkiye İnsan <strong>Hak</strong>ları Vakfı<br />

(TİHV) bu yasal değişiklikten iki yıl sonra PVSK’ya atıf yaparak şu açıklamayı yaptı:<br />

“Bu yetkiler kolluk kuvvetlerini adeta pervasızlaştırmış ve yasa değişikliğinin olası<br />

sonuçlarına yönelik dile getirilen kaygılar hızla gerçeklik halini alarak başta yaşam<br />

hakkı ihlalleri olmak üzere çok ağır hak ihlalleri yaşanmaya başlanmıştır.”<br />

Türkiye’de faili belli cinayetlerde de devlet, yaşama hakkına son verenleri yargılamaktan<br />

imtina ediyor. 31 Mayıs 2011’de Başbakan Erdoğan’ın Artvin-Hopa’da gerçekleştirdiği<br />

mitingden sonra yaşanan çatışmalarda Metin Lokumcu isimli bir öğretmen,<br />

polisin attığı gaz bombalarından etkilenerek hayatını kaybetti. Bu cinayetin sorumluları<br />

hakkında herhangi bir kovuşturma yapılmadı. Aksine, hükümet yanlısı gazeteler,<br />

Lokumcu’nun gösteriye katılmasını ölümünün haklı nedeni olarak lanse etmeye çabaladı.<br />

2007’de öldürülen gazeteci Hrant Dink’in katillerinin yargılanması ise sürüyor.<br />

20 http://www.wikipedia.org

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!