26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

176<br />

bu araştırmaya göre, yüzde 5’i zihinsel, yüzde 65,7’si bedensel, yüzde 12’si işitme ve<br />

yüzde 8,3’ü görme engelli olan 8 buçuk milyon kişi toplumsal yaşam içinde belirli hizmet<br />

ve olanaklardan mahrum olduğu gibi, eğitim ve üretimin de dışında kalmaktadır.<br />

Bu nedenle sakatlar temel insan hak ve özgürlüklerini yeterince kullanamamaktadır.<br />

Toplam sayıları hakkında olduğu gibi, sakatlarla ilgili diğer konularda da çelişkili<br />

rakamlar verilmektedir. Yine kesin olmayan verilerin en iyimserlerine göre, sakatların<br />

sadece binde 4’ü eğitim görmekte, binde 7’si çalışmaktadır. Orta ya da yüksek eğitim<br />

bir tarafa, sakatlık gruplarına göre yüzde 30 ila 60 arasında değişen oranlarda sakat,<br />

okuma-yazma bilmemektedir.<br />

Durumları “sosyal felaket” olarak nitelenen ve toplumun en dezavantajlı gruplarının<br />

başında gelen sakatları ilgilendiren yaklaşık 700 dernek, iki konfederasyon, çok sayıda<br />

vakıf ve spor kulübü bulunmaktadır. Çoğunluğunu sakatların ve/veya sakat yakınlarının<br />

kurduğu bu dernek ve vakıflara 300 binden fazla insan üye olmuştur. Daha çok<br />

büyük şehirlerde yoğunlaşmalarına karşın, Türkiye’nin hemen her yerinde çeşitli sakat<br />

gruplarının dernekleri mevcuttur.<br />

Türkiye’de sakatlık durumuna göre her sakat grubunun yaşadığı sorunlar arasında<br />

ortak noktalar olduğu gibi, farklılıklar da bulunmaktadır. Sakatlığı ne olursa olsun<br />

(ortopedik, görme, işitme ya da zihinsel engelli vb) sakat çocuklar, Türkiye’de halâ<br />

kreşlere alınmadığı gibi, hem anayasal bir hak hem de zorunlu olmasına rağmen ilköğretim<br />

haklarından da yoksun bırakılmaktadır. Çocuğun sakatlığı ortopedikse, okulların<br />

fiziki koşulları yüzünden okula gidemez; okula gidebilenler ise diğer velilerin<br />

istemediği gerekçesiyle ayrımcılık kurbanı olurlar (bkz. Ek 3). Eğer görmeyen ya da<br />

duymayan bir çocuksa, bu kez de eğitimsiz eğitimciler yüzünden okula alınmazlar.<br />

Eğitim hakkından mahrum kalmak işsizliği, işsizlikse yoksulluğu getirmektedir. Ancak<br />

eğitim alabilen ve iş bulabilenler de sokakta, evde, tatilde, yani hayatın her alanında<br />

ayrımcılıktan kurtulamamaktadır.<br />

Filmlerde sakat olmak aşağılanma nedenidir. Gerçek hayatta da benzer bir durum söz<br />

konusudur. Ortopedik sakatlığı olanlar ve görmeyenlerle, tabii sokağa çıkabiliyorlarsa,<br />

alay edilir. Yine, “Ben sakata kız/oğlan vermem!”, sakatların çok sık duyduğu bir<br />

cümledir. Görmeyenlerin bunlara ek olarak yaşadığı sıkıntılardan biri de ev bulmalarıdır.<br />

“Ben körlere ev vermem!” cümlesini duymasalar da, ev sahiplerinin körlere ev<br />

vermediği bilinmektedir. Duymayanların Türkiye’deki diğer sakat gruplarından farklı<br />

olarak yaşadığı sorunların başında, eğitim alsın ya da almasın, parası olsun ya da<br />

olmasın, evinde yangın çıksa haber verememek gelir. Çünkü Türkiye’de duymayanların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!