26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

54<br />

Coşkun Üsterci:<br />

Devlet kurumlarının insan hakları savunucularına ve örgütlerine yönelik güvensizliğinin,<br />

adeta onları “düşman” addetmesinin neden olduğu güçlükler, baskılar söz konusu. Bir<br />

de insan hakları hareketinin bünyesinden kaynaklanan sorunlar var: Hâlâ insan hakları<br />

mücadelesine araçsal yaklaşılıyor, perspektif ve politika eksiklikleri var, katılımcılık ve<br />

demokrasi eksiklikleri söz konusu. Ayrıca aktivistlerde genel bir yorgunluk var. Ön planda<br />

mücadele yürüten aktivistler yaşlanıyor ve yerlerini dolduracak yeni kuşaklar yetişmiyor.<br />

Son dönemlerde insan hakları hareketi içinde elini taşın altına sokmayan, risklerden uzak<br />

durmaya çalışan projeci anlayışların yaygınlaşması da söz konusu.<br />

Metin Bakkalcı, İHK’lerin kamu otoritesiyle ilişkilerinde benzer sorunlar yaşadıklarını<br />

ifade ediyor. Hükümetlerin, sivil toplum kuruluşlarıyla ciddi bir işbirliği içinde olmadığını<br />

söyleyen Bakkalcı, Başbakanlık’a bağlı İnsan <strong>Hak</strong>ları Danışma Kurulu’nun aktif<br />

hale getirilmemesinden ve hükümetin bu kurula danışmamasından yakınıyor. Bakkalcı<br />

şunları aktarıyor: “Kurulun eski başkanı İbrahim Kaboğlu ve eski alt kurul başkanı<br />

Baskın Oran mahkemeye verilmiştir. 38 Çünkü bizlere rica edilmiş, ‘gelin, danışmanlık<br />

yapın’ denilmişti. Fakat onların ricasıyla yaptığımız çalışmalar onlar tarafından mahkemeye<br />

verildi. Yani bu derece komik bir durum söz konusu. Senede üç kez toplanması<br />

gereken Danışma Kurulu toplanmıyor. Bu, bütün yasal mevzuatlarda bir suçtur.”<br />

Metin Bakkalcı, devletin önlerine ciddi engeller çıkarmadığını, ancak kendileriyle sıkı ilişki<br />

içinde olmadığını da belirtiyor:<br />

Zaman zaman TBMM İnsan <strong>Hak</strong>ları İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış’la<br />

görüşmelerimiz oluyor. Dışişleri bakanı Abdullah Gül’le de insan hakları konusunda birkaç<br />

görüşmemiz oldu. Fakat bunlar daha çok kişisel ve pek sık olmayan görüşmeler. Daha<br />

kurumsal görüşmelerin olması gerekir. Bunun için de uğraş gösteriyoruz. Ama olumlu bir<br />

şey daha var ki, o da Manisa davasıdır. 39 Bilindiği gibi, Manisa’da gençler işkence görmüştü.<br />

Herkesin önemli bir çabası oldu. Barolar Birliği ile hazırladığımız alternatif adli<br />

tıp raporları vardı. Ve Türkiye’de ilk kez bu dava ile Yargıtay bizim raporları refere etti.<br />

Ondan sonra kimi savcılıklarımız –ne güzel bir şey ki– kimi başvurularımızla ilgili bilgiler<br />

sormaya başladılar.<br />

38 Baskın Oran’ın Başbakanlığa bağlı İnsan <strong>Hak</strong>ları Danışma Kurulu için kaleme aldığı “Azınlık <strong>Hak</strong>- <strong>Hak</strong>ları<br />

ve Kültürel <strong>Hak</strong>lar Çalışma Grubu” Raporu davalık olmuş ve 15 Şubat 2006’da Baskın Oran’la<br />

birlikte kurul başkanı İbrahim Kaboğlu da yargılanmıştı. İnsan <strong>Hak</strong>ları Danışma Kurulu, bu tarihten<br />

sonra artık aktif bir çalışma yürütemedi.<br />

39 26 Aralık 1995’te, yaşları henüz 18’i bulmamış 16 genç, gözaltına alındıktan sonra polis tarafından<br />

işkence edildi. Yıllarca süren dava, zaman aşımına iki ay kala, Nisan 2003’te son buldu ve<br />

işkenceci polislerin cezası, Yargıtay tarafından onandı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!