26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

118<br />

Yine de, bir yere kadar çok doğru olan “talep eden ve ihtiyacı olan tüm kadınlara”<br />

destek olma perspektifi ve gerekliliğinin çeşitli açılardan sakıncaları olduğunu belirten<br />

kadınlar da oldu. Bu kadınlar, bir ayrım noktası olarak, “kurtarılmış”, “bilinç ve<br />

bilgi taşıyan” kadın ile “kurtarılmayı bekleyen, mağdur, âciz”, “bilgisiz, donanımsız”<br />

kadın arasındaki hiyerarşiye dikkat çekerek bu konuda çok duyarlı olduklarını<br />

açıkça ifade ettiler. Kadınların “bilgisiz” olmadığı, aksine, mevcut bilgi ve deneyimlerinin<br />

ataerkil sistemde bastırılmasından dolayı öyle gösterildikleri gibi bir feminist<br />

iddiadan hareket eden bu gruplar, kendilerinin asla “kurtulmuş” olmadıkları gibi,<br />

kimseyi de “kurtarmak” gibi bir amaçlarının olmadığının altını çizdi. Örneğin Amargi<br />

Kadın Kooperatifi, Kırk Örük Şiddetle Mücadele Kooperatifi ve Günyüzü Kadın<br />

Kooperatifi’nden kadınlar, “hedef grup”larının bizzat kendileri olduğunu, kendi kurtuluşlarını<br />

diğer kadınların kurtuluşuyla birlikte örgütlemeyi amaçladıklarını özellikle<br />

vurguladılar. “Beraber kurtuluş”un ise, ancak ve ancak, karşılıklı farklılığı görüp<br />

ortak ezilmişliğe ortak cevap ve tepki geliştirmekle mümkün olduğunu, bunun da öncelikle<br />

bu yönde bir perspektifin çalışmalara etkin ve samimi biçimde yansıtılmasıyla<br />

gerçekleşebileceğini belirttiler.<br />

Bu yaklaşımın bir sonucu olarak, destek oldukları kadınların talep ve ihtiyaçlarını iyi<br />

tespit etmek gerektiğini, beraber yapılacak çalışmalarda onların da mutlaka söz ve<br />

karar hakkına sahip olmasının zorunluluğunu savunuyorlar. Örneğin, Kadının İnsan<br />

<strong>Hak</strong>ları-Yeni Çözümler Derneği’nde çalışanlar, görüşmenin yapıldığı yıl, on yılı aşkın<br />

bir süredir yürüttükleri Kadının İnsan <strong>Hak</strong>ları Eğitim Programı kapsamında SHÇEK’e<br />

bağlı toplum merkezlerinde buluştukları kadınların, eğitimden sonra kendi gruplarını<br />

ve örgütlerini oluşturduklarını anlattı. KAOS GL’liler ise, eşcinsellerin hakları gibi<br />

bir alanda mücadele ettikleri için, bu konuda ayrımcılığa uğrayan ve desteğe ihtiyacı<br />

olan herkese destek olduklarını belirtti. Bu çerçevede belli örgütlenme mekanizmaları<br />

oluşturuluyor ve buralarda öğrenilen yöntemler halihazırda bazı kadın örgütlerince<br />

uygulanıyor olsa da, bunların kesinlikle yetersiz kaldığı ve daha da yaygınlaşmalarına<br />

ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Türkiye’deki STÖ dünyasının bu konuya yaklaşımındaki<br />

politik hatalarının çok yaygın oluşu, proje bazlı çalışmaların dayattığı “hedef<br />

grup” kavramının tartışılırlığı, fonlardan beslenen çoğu örgütün meseleyi neredeyse<br />

“kafa sayısı”na indirgemesi kadın örgütlerini de olumsuz etkiliyor ve ne kadar direnseler<br />

de, köklü ve yaygın bir perspektif değişimi için yeterli olamıyorlar.<br />

Yine de, kadın hareketi içinde “hedef grup”un katılımını sağlamaya ilişkin yöntem ve<br />

mekanizmalarla ilgili hararetli bir tartışma ve hassasiyet hâlâ devam etmektedir. Bu<br />

artık en önemli etik prensiplerden biri olarak tanımlanıyor ve destek verilen kesimde-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!