26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gibi toplumsal sorunların çözümünde sadece kadın örgütlerinin gücünün yetmeyeceğinin,<br />

dahası, bunların devletin görev ve sorumluluğu altında olduğunun üzerinde durulmaktadır.<br />

2007 genel seçimler öncesi dönemde parlamentoda sadece 24 kadın milletvekili bulunduğu,<br />

erkek milletvekillerinin kadın sorunlarının çözümü konusunda duyarsız olduğu,<br />

Başbakan’ın ve Kadından Ve Aileden Sorumlu Bakan’ın kadınların siyasete katılımına<br />

ilişkin kota ve pozitif ayrımcılık taleplerini açık bir biçimde reddettiği, belediye<br />

başkanı ve belediye meclis üyesi kadın sayısının yok denecek kadar az olduğu bir tabloda,<br />

bağımsız kadın çalışması yapan örgütlere ve bu örgütlerin taleplerine kamunun<br />

son derece önyargılı yaklaşması doğal bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır. Görüşülen<br />

kadın örgütü temsilcileri, devletin kendi görevlerini yapmadığı gibi, bu görevleri bin<br />

bir zorlukla yerine getirmeye çalışan kadın örgütlerini ve kadınları desteklemek bir<br />

yana, bu örgütlerin işini zorlaştırmasını eleştirmektedir. Kadın örgütleri, gelinen noktada<br />

kamu otoritesinin kadın örgütlerini ve çalışanlarını birer “devlet görevlisi” ya<br />

da “sosyal hizmet çalışanı” gibi görmeye başladığını belirtmektedirler. Örgüt temsilcileri,<br />

yerel yönetimlerin genel olarak tutumunun aynı paralellikte olduğunu, verilen<br />

sözlerin tutulmadığını, kendileri her ne kadar bu mesafeyi kapatmaya çalışsalar da, bu<br />

ilişkinin süreğen bir sorun alanı olmaktan çıkmadığını anlattılar.<br />

Özellikle AKP hükümeti sürecinde bu tutumun iyice belirginleştiği, kadınların şiddete<br />

karşı korunması, istihdamı, siyasete katılımı ve başörtüsü gibi pek çok konuda ileri<br />

gitmek bir yana, geriye doğru bir gidişin olduğu belirtildi. 1995’te kadınların istihdama<br />

katılımı yüzde 35 iken bugün bu oranın yüzde 27 civarında olması; parlamentodaki<br />

temsil oranının 1935 yılındaki yüzde 4 buçukluk oranın sadece iki katı kadar olması<br />

ciddi rahatsızlık ve şikâyet konusudur. Ayrıca, son yıllarda kadınlar lehine çıkan<br />

yasaların uygulanmasıyla ilgili olarak merkezi hükümetin üzerine düşen görevi yerine<br />

getirmediğini ve bunun faturasının yine kadınlara çıktığını belirten kadın örgütleri, örnek<br />

olarak Yerel Yönetimler Yasası, Ceza Yasası ve Medeni Yasa’daki boşlukların hâlâ<br />

doldurulmamasını göstermektedir. Örneğin, yeni Yerel Yönetimler Yasası’nın nüfusu<br />

50 bini geçen yerleşim yerlerinde belediyelere yüklediği en az bir sığınak açmalarını<br />

öngören yasaya rağmen bu yönde adım atan belediye sayısının bir elin parmağını geçmediğini,<br />

sığınak açmayan belediyelere yönelik herhangi bir yaptırımın uygulanmadığı<br />

görülmektedir. Namus cinayetlerinin cezalandırılmasına ilişkin Ceza Yasası’ndaki eksiklik<br />

hâlâ giderilmemiştir ve Ailenin Korunmasına Dair Kanun polis ve yargı makamlarınca<br />

yeterince ve etkin bir biçimde uygulanmamaktadır.<br />

129

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!