26.02.2013 Views

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri - STGM - Sivil Toplum ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

196<br />

Ortopedik Özürlüler Federasyonu Başkanı İsmet Gökçek, Özürlüler Yasası görüşmelerine<br />

katılamamalarını eleştiriyor:<br />

Bu Özürlüler Yasası’yla ilgili hazırlanan genelgelerin komisyon toplantılarına hiçbir özürlü<br />

katılmadı. Bu genelgelerde özürlülerin nasıl rapor alacağı, nasıl hastaneye gideceği, nasıl<br />

işe gireceği, nasıl yardım alacağı 16 maddede tartışıldı. Bunun içine özürlüyü, hizmet<br />

vereceğin unsurları almazsan, yasal yönden fayda getireceğine inandığın bir toplumu bu<br />

toplantıya almazsan, sağlıklı bir sonuç alabileceğine inanabilir misin? Bu genelgeyi hazırlayan<br />

taraflara bir bakalım: Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Başbakanlık Özürlüler<br />

İdaresi, devletin diğer unsurları... Hepsi devletimiz, hepsi hükümetimiz. Onlar tabii ki önce<br />

devletin gelirlerini, giderlerini düşünecekler, ama niye sivil toplum örgütü olarak bu konuya<br />

katılım sağlanmıyor? Taraf biz değil miyiz? Devlet kadar, hükümet kadar bizi de almaları<br />

lazım bu komisyonun içerisine. Biz de en azından haklarımızı savunabilmeliydik, onların<br />

bize genelgelerle sunmak istediği verilerin veya faydalı olayların yanlış ve doğruluğunu biz<br />

de süzebilirdik. Biz de müzakere edebilirdik. Yasa çıktığında görüldü ki özürlülere bir şey<br />

verirken bir şeyler de alma söz konusu oldu.<br />

Ayrımcılığı bataklığa benzetirsek eğer, ayrımcılığın getirdiği sorunlar da bataklıktaki<br />

sivrisinekler kadar çok Türkiye’de. STÖ’ler, bataklığı kurutmak yerine sivrisineklerle<br />

boğuşuyor. Çünkü o kadar çok sinek var ki sineklerden bataklığı görmek zorlaşıyor ve<br />

sakatların canları öyle çok yanıyor ki… Ancak, birlikte mücadele etmek yerine, tek<br />

tek uğraşıyorlar sineklerle. Sakat örgütleri aralarında birlik ve dayanışma kültürü<br />

geliştirilebilirse, belki o zaman daha az yorulup daha çok sineği yok edebilirler. Ve<br />

bataklığı fark edebilirler.<br />

İşsizliğin en büyük sorunlardan biri olduğunu söyleyen, işverenlere sakat eleman çalıştırması<br />

için çağrıda bulunan derneklerin tamamına yakınında sekreter, müdür gibi<br />

ücretli çalışanların sakat olmaması dikkat çekici bir durum. Oysa kendi bünyelerinde<br />

ya da çevrelerinde bu tür işleri sakatlığı ne olursa olsun yapabilecek yüzlerce kişi var.<br />

Dikkat çekici bir başka durum, konfederasyon ve federasyonların başkanlarının tamamının<br />

erkek olması. Bu durum derneklerin çoğu için de geçerli. Oysa, Başbakanlık<br />

Özürlüler İdaresi Başkanlığı verilerine göre Türkiye çapında sakat kadın oranı erkeklere<br />

göre daha fazla: Erkekler yüzde 11,10, kadınlar yüzde 13,45.<br />

Sakatlar için okul, sakatlar için otobüs, sakatlar için tatil köyü, sakatlar için otel…<br />

Son on yılda yapılan ya da yapılması hedeflenenlerin bunlar olması dikkat çekici.<br />

Spastik, otistik ya da Down sendromlu çocuğunu gönderecek okul bulamayan ailelerin<br />

ilk aklına gelen şey okul yaptırmak. Kısa vadede başka çözüm olmadığı için başka<br />

çareleri yok gibi görünüyor. Ancak sakat örgütlerinin ayrımcılığı giderek artıracak,<br />

sakatları toplumdan daha çok soyutlayacak projeler peşinde olmaları endişe verici.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!