Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Millî Folklor, 2003, Y›l 15, Say› 60<br />
¤›ndan ç›kar›lan güzel kokulu, kül renginde<br />
bir madde.2. Güzel kokulu maddelerin<br />
ortak ad›. (Türkçe S., 1988:48)<br />
Bugün amber belli bir oranda kozmetik<br />
sanayiinde kullan›lsa da aslî koku<br />
maddesi olarak kullan›lm›yor.<br />
Bofl eflek yorga gider.<br />
yorga is. Binicisini sarsmayan at<br />
yürüyüfllerinden biri.(Türkçe S., 1988:<br />
1641)<br />
yorga rahvan. (Y. Tarama,<br />
1983:250)<br />
yor›ga Yorga yürüyen at için.<br />
(D.L.Türk, 1972: 154)<br />
yor›ga yürüyen. (K.Bilig,<br />
1979:1428)<br />
“ Kan içiciliktde niçe yorgalar” “ Niçe<br />
yorgalar” “ Yorkalay›p gider-idi harsüvâr”<br />
(Tuhfe, 1991:156, 49,112)<br />
Kelime, “yor›-” fiilinden -g ile yap›lm›fl<br />
bir isim gövdesinden -a- ile yap›lm›fl<br />
bir fiil gövdesi olup tekrar -g ile bir isim<br />
gövdesi yap›lm›fl olmal›.< yor›-g-a-g, vurgusuz<br />
orta hece ünlüsü düflünce önce<br />
“yorgag” sonra da 11. yy.da kelime son<br />
seslerindeki “-g” lar düflünce “yorga” kelimesi<br />
ortaya ç›km›flt›r.<br />
Ç›k ç›k eden nalçad›r, ifl bitiren<br />
akçad›r.<br />
nalça is.Ar. na‘l + Far.- çe 1. Ayakkab›lar›n<br />
alt›na çak›lan demir. 2. Kat›r,<br />
eflek, s›¤›r gibi hayvanlar›n t›rnaklar› alt›na<br />
çak›lan demir parças›.<br />
Bugün ayakkab›lar›n tabanlar›na<br />
veya burunlar›na tek tip demirler çak›lmas›na<br />
ra¤men, bunlar›n nalça olmas›<br />
mümkün de¤ildir.<br />
Toynaklara çak›lan standart demirlere<br />
de nal denir.<br />
Çingene çad›r›nda musand›ra<br />
ne arar.<br />
musand›ra is. Yun. musantra. 1.<br />
Evlerde yatak yorgan konulan yer, yüklük.<br />
2. Mutfakta yüksek ve genifl raf.<br />
(Türkçe S., 1988:1070)<br />
Bugün evlerde yatak yorgan koymak<br />
için özel bölümler veya özel dolaplar<br />
yap›l›yor. Anadolu’da bunlar›n ad›<br />
genellikle yüklüktür.<br />
Mutfaktaki raflara da art›k musand›ra<br />
denilmiyor.<br />
Dazlayan daza düfler, kel bafll›<br />
k›za düfler.<br />
dazlamak (nsz) Güç be¤enmek.<br />
(Türkçe S., 1988:536)<br />
Kelimenin kökü “ taz” kel, daz, boynuzsuz,bitkisiz,<br />
çoraktan gelmeli. Divan’da<br />
“tazlamak” birini kel saymak, birine<br />
kel demek flekliyle geçmektedir. Yani<br />
be¤enmemek hakir görmektir. Zaten<br />
sözde de dazlamak ve kel bafll› k›za düflmek<br />
aras›ndaki ba¤ son derece aç›kt›r.<br />
Dostluk kantarla, hesap miskalle.<br />
miskal is.Ar. Esk.Bir buçuk dirhem<br />
de¤erinde eski bir a¤›rl›k ölçüsü. (Türkçe<br />
S., 1988:1030)<br />
Bugün miskal kelimesi hemen hemen<br />
hiç kullan›lmamaktad›r.<br />
Düflmana yarak gerek, ya düflmandan<br />
›rak gerek.<br />
yarak. is. esk. 1. sil. 2. Kaba erkeklik<br />
organ›. (Türkçe S.; 1988:1597)<br />
yarak (yarag, yarah) 1. Haz›rl›k, levaz›m,<br />
teçhizat.2. Silâh.(Y. Tarama,<br />
1983:235)<br />
Yarakl›g kand›n kelip yanya iltdi.<br />
(Orhun A., 1970:54)” Silâhl› nereden gelip<br />
sürüp att›.”<br />
yarak idin-, yaraga meflgul ol-: Haz›rlanmak,<br />
tedarik görmek.<br />
Nazar k›l âleme hâlümeflgul ol-: Haz›rlanmak,<br />
tedarik görmek.<br />
hl ........<br />
Dön émdi bunda anulümeflgul ol-:<br />
Haz›rlanmak, tedarik görmek.<br />
hl› nereden gelip sürüp att›.”<br />
birini kel saymak, birine kel demek<br />
flekliyle geçmektedir. Yani be¤enmemek<br />
hakir görmektir. Zaten sözde de dazla-<br />
122 http://www.millifolklor.com