16.07.2015 Views

slâm ahlâkı

slâm ahlâkı

slâm ahlâkı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

tinin nelerde olduğunu anlatmak için, üç makam yazıyoruz:Birinci makam: Kalb [gönül] ve rûh nedir? Bu iki varlığa eskiyunan feylesofları ve onların taklîdcileri, (Nefs-i nâtıka) veyâ kısacaNefs de demişlerdir. [Hâlbuki, tesavvuf ve ahlâk bilgilerininmütehassısı, İmâm-ı Rabbânî “rahime-hullahü teâlâ”, nefsin, kalbinve rûhun birbirinden farklı varlıklar olduklarını ve (Nefs-i nâtıka),nefsin ismi olduğunu bildirmekdedir.] İsrâ sûresinin seksenbeşinciâyetinde meâlen, (Sana rûhdan soruyorlar. Rûh, Rabbiminyaratdığı varlıklardan biridir diye cevâb ver) buyuruldu. Bu âyet-ikerîme, rûhun ne olduğunu anlatmağı men’ etmekdedir. Bununiçindir ki, turuk-ı aliyye meşâyıhından ve i<strong>slâm</strong> âlimlerinden çoğu,rûhun ne olduğunu konuşmakdan ictinâb etmişlerdir. Fekat,Kur’ân-ı kerîmden anlaşılıyor ki, rûhun yalnız hakîkatini, ne olduğunukonuşmak yasakdır. Yoksa hâssalarını, özelliklerini anlatmakyasak değildir. Bunun için, âlimlerin çoğu, talebeye ve süâledenlere, kalbin ve rûhun cism olmadıklarını, bir (Cevher-i basît)olduklarını söylediler. Aklın erdiği bilgileri anlıyan, his organlarındanbeyne gelen duyguları alan, bedendeki bütün kuvvetleri, hareketleriidâre eden, kullanan hep bu ikisidir. Tesavvuf büyükleri vekelâm âlimleri böyle söylemişlerdir. [Kalb ve rûh hakkında genişbilgi almak istiyenin, şâfi’î mezhebi âlimlerinden şeyh ŞihâbüddînÖmer Sühreverdînin (Avârif-ül me’ârîf) kitâbını ve İmâm-ı RabbânîAhmed Fârûkî Serhendînin (Mektûbât) kitâbını okuması tavsiyeolunur. Sühreverdî, hicrî kamerî 539 [m. 1145] senesinde tevellüd,632 [m. 1234] de Bağdâdda vefât etmişdir. Abdülkâdir-i Geylânîdenfeyz almışdır. İmâm-ı Rabbânî hicrî kamerî 971 [m. 1563]senesinde Hindistânda Serhend şehrinde tevellüd ve 1034 [m.1624] senesinde, orada vefât etdi. Abdülkâdir Geylânî hicrî kamerî561 de Bağdâdda vefât etdi.]Kalbin ve rûhun ta’rîfini, altı madde içinde îzâh edeceğiz:1 - Evvelâ kalbin ve rûhun mevcûd olduklarını bildirelim. Rûhunvarlığı meydândadır. Belli olan şeyi isbât etmeğe lüzûm yokdur.İnsana en ma’lûm olan şey, kendi varlığıdır. İnsan bir ân kendiniunutmaz. Uykuda iken, serhoş iken de, rûh kendisini unutmaz.İnsanın kendi kendini tanıması için, birşey isbât etmeğe lüzûmyokdur. Fekat, rûh madde midir, madde değil midir. Kendikendine var mıdır, yoksa başka şey ile mi bulunur gibi ve dahâ başkasıfatlarını isbât etmek câizdir. Çoğu meydânda ise de, hâtırlatmaklâzımdır. Bunun içindir ki, aşağıdaki beş madde zikr edilmekdedir.2 - Kalb ve rûh, cevherdir. Ya’nî kendileri vardır. Rûha fârisîdilinde (Cân) denir. Hayvân ölünce, cânı çıkdı denir. Rûhu bede-– 129 – İ<strong>slâm</strong> Ahlâkı - F:9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!