16.07.2015 Views

slâm ahlâkı

slâm ahlâkı

slâm ahlâkı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

(Câmi’ul ezher) medresesi müderrislerinden AbdürrahmânCezîrînin riyâset etdiği âlimler hey’etinin hâzırladığı (Kitâb-ülfıkh alel-mezâhib-il-erbe’a) kitâbında, bütün fıkh bilgileri dörtmezhebe göre ayrı ayrı yazılıdır. Bu kitâb beş cüz olup, hepsi1392 hicrî ve 1972 mîlâdî senede, Kâhirede basılmışdır. (Evrâk-ımâliyye “Banknot” zekâtı) başlığı altında diyor ki, (Fıkh âlimleri,evrâk-ı mâliyye, ya’nî kâğıd liralar için zekât vermek lâzımdırdediler. Çünki bunlar, ticâretde altın ve gümüş yerine kullanılmakdadır.Bunlar, her zemân, altın veyâ gümüş ile kolaylıkla değişdirilebilmekdedir.Çok kâğıd lirası olanın bunları altın ve gümüşzekâtı nisâbına katmaması ve bunların zekâtlarını vermemesi,aklın kabûl edeceği şey değildir. Bunun için, üç mezhebinfıkh âlimleri, kâğıd paraların zekâtlarını vermek lâzım olduğunusözbirliği ile bildirdiler. Yalnız Hanbelî mezhebi, bundan ayrıldı.Hanefî mezhebinin âlimleri, kâğıd paraların, (Deyn-i kavî) senediolduğunu, her istenildiğinde, altınla ve gümüşle hemen değişdirilebileceklerinisöylediler. Bunun için, zekâtlarının hemen verilmesilâzımdır dediler. Çünki, alınacak borcun zekâtını vermek,altın, gümüş ele geçince farz olur. Ele geçmeden önce zekâtfarz olursa da, vermek farz olmaz.) İsterse, alabilinceye kadarbekleyip, alınca geçmiş senelerin zekâtlarını verir. İsterse,beklemeyip, elinde bulunan (Ayn) olan altın ve gümüşden onlarında zekâtlarını her sene verir. Alacağı altınların zekâtı olarakelindeki senedleri veremez, senedde yazılı altın ve gümüşleri,borçlusundan alınca, bunların kırkda birini ayırarak, geçmiş senelerdenherbiri için ayrı ayrı, fakîrlere vermesi farz olur. Bunungibi, zekât olarak kâğıd para verilemez. Bunların kırkda biri ile,sarrafdan değeri en düşük olan altın liralar alıp, bu liraları veyâbunların ağırlıkları kadar altın yüzük, bileyziği fakîrlere vermeklâzımdır.Borçlusuna zekât vererek onu borçdan kurtarmak için, (Sanazekât vereceğim. Fekat, senden alacağımı, vereceğim zekâtımakarşılık sayıyorum. Sen de kabûl et!) demek câiz olmaz. Zekâtıfakîre vermesi, fakîrin de aldığını zengine geri vererek borcunuödemesi lâzımdır. Fakîrin geri vermesine güvenemiyen alacaklıiçin, (Fetâvâ-yı Hindiyye)nin altıncı cildi sonunda diyor ki, (Alacaklı,güvendiği bir kimseyi borçlusuna göstererek, sana vereceğimzekâtı teslim almak ve sonra senin bana olan borcunu ödemekiçin, bunu vekîl yap der. Fakîr de o kimseyi böylece vekîl yapar.O kimse zekâtı alınca, aldığı mal, fakîrin mülkü olur. Sonra,bunu zengine geri vererek, fakîrin borcunu ödemiş olur. İki kimseninbir fakîrden alacakları olsa, bunlardan biri, fakîre alacağı– 298 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!