27.06.2013 Views

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRİNDE ANNE

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRİNDE ANNE

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRİNDE ANNE

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Titrek, karışık, hasta, hayali, san gözler". İşte bu hasta kadının başucunda<br />

kaygılı bir koca, belirsiz bir ince çocuk yüzü - adeta dilsiz bir halde - "bî-his"<br />

uzanmış hastayı durmuş düşünmektedir. Bu arada akşamın o tasalı rengi Haşim'in<br />

içini daraltmaktadır. Bir çocuğun en sevdiği varlığın gözlerinin önünde ölüyor olması<br />

anlatılır bu şiirde. Annesinin sevecen gözlerinin pınltısı giderken, tüllerde yatan<br />

hastayı karanlık sararken çocuk (şair) korku ile baş başadır. Haşim bu duygular<br />

içindeyken Haşim'in annesi yavrusuna ebediyyen veda etmiştir.<br />

Bu olayın Haşim'de açtığı yarayı "Hazân" adlı şiirinde görmekteyiz. Haşim<br />

bu şiirde artık geçmiş zamandan, anılardan bahseder. Bu şiiri annesinin ölümünden<br />

on beş yıl sonra yazmıştır. On beş yıldır annesiyle paylaştığı anları düşünmüş, onun o<br />

hüzünlü yüzü, sevgi ve şefkat dolu hali, inceliği, kırılganlığı bir an bile aklından<br />

çıkmamıştır.<br />

Ey eski kamer, sen bizi elbette bilirsin!<br />

Annemdi o nurunda gezen zıll-ı mehâsin<br />

Şair annesinin bir güz akşamı ölüşünü, çektiği acıyı bir doğa ile özdeşim<br />

kurarak verir. Şair gibi doğa da yasa bürünmüş, sular durgun, perişan ve üzgün;<br />

yapraklar yorgun; ay yaslı, bulutlar üzgün olarak betimlenmiştir. Çölde ıssız bir<br />

mezardan hıçkırıklı bir ses dağılır çevreye.<br />

Âvâre felâket gülü, altın kırizantem,<br />

Her tarh-ı hazân üstüne dökmüş yine mâtem<br />

Durgun sular üstünde perîşân ü mükedder<br />

Faslın dağınık rûhu bulut, sis gibi titrer;<br />

Yorgun, sarı yapraklar uçar bir kuru daldan,<br />

198

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!