27.06.2013 Views

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRİNDE ANNE

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRİNDE ANNE

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRİNDE ANNE

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“beni yazın ta içine çağıran<br />

Gitsem mi? yoksa daha<br />

erken<br />

mi akşamın kovanında<br />

anılar oğul verirken<br />

(Büyü’sün, yaz!, Erguvan Sözler, s. 42)<br />

Şair, şiirin ikinci dörtlüğüne meydan okuyan bir ünlemle başlamıştır. “sen<br />

neysen o kadarsın, ey akşam!” Annesinin yakınlarını andığında içini çekmesi, andığı<br />

kişilerin ölmüş olduğunu çağrıştırımaktadır. Bu iç çekiş bir ürküyü de beraberinde<br />

getirir. Bu ürkü “gül” imgesinin duygu değeriyle hem yumuşatılmış hem de şiire<br />

derinlik katılmıştır. Ancak gül imgesi ölümün civarda olmasının verdiği o ürkütücü<br />

durumu azaltmaz; aksine bir gülün koparılması hayatların da sona erişini sezdirir. Bu<br />

sezdiriş Hilmi Yavuz’un şiir dünyasında en çok yer eden duyguyu “hüznü” getirir<br />

okuyucunun aklına Çünkü kimi düşünse, neyi istese artık uzak kalmıştır şaire.<br />

Dörtlüğün başındaki meydan okuma annesinin iç çekişindeki hüznü yok<br />

edememiştir. Bu meydan okuma, Annem ve Akşam’da dörtlüğün sonunda hüzünlü<br />

bir avuntuya dönmüştür.<br />

sen neysen o kadarsın, ey akşam!<br />

annem içini çekiyor kimi ansa;<br />

ürkü! biri ansızın bir gül koparsa;<br />

şimdi uzak olandır neye ulaşsam...<br />

244

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!