13.07.2015 Views

Download (1085Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1085Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1085Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Hükümetlerin dolaylı bir etkisi de önceki hükümetlere karşı olan ön yargılıgüvensizliktir. Bu güvensizlik bürokrasinin hantallığı ve verimli işlememesi ilebirleşince bazı projeler daha hazırlık aşamasında durdurulmuş ya da güvensizliknedeniyle oldukça uzun bir ön inceleme, fizibilite çalışmasında alınmıştır. Örneğin;önceki bölümlerde de değinildiği üzere, 1991 yılından itibaren hemen her hükümetdöneminde başbakanlığa sunulan ‘Milli Eğitin Akademisi Yasa Tasarısı’ bir türlümeclise inememektedir. Her yeni hükümet değişikliğinde başbakanlığa sunulmakta,başbakanlıkta inceleyip meclis gündemine alınması için meclise gönderilinceye kadarya hükümet değişmekte, ya da yeniden gözden geçirilmesi için bakanlığa gerigönderilmektedir. Sonuçta, aslında hiçbir hükümetin olumsuz düşünce takınmadığıMilli Eğitim Akademisi kurulamamaktadır.Hükümetlerin eğitim politikalarına etkileri kararların alınması aşamasındaolduğu gibi belki bundan daha çok uygulama atamasında kendini göstermektedir.Hükümetlerin ve bakanlığın, kararların uygulamasını sağlayacak olan yöneticilerüzerindeki etki ve baskısı kararların uygulamaya aktarılma gücünü doğrudanetkilemektedir. Bu konuda bakanlığın kendi yayınında şunlar söylenmektedir:“Kamuoyunda oluşan kanıya göre yönetici atamalarında hemen her dönemdeegemen olan siyasal ve ideolojik tercihler, takas kuramı gereğince siyasal amaçlıisteklerin artmasına yol açmış, bu siyasal istek ve baskılar görevlerinde kalmak isteyenyöneticileri partizan davranışlara itmiştir.” 166Şûra kararlarını uygulayacak olan hükümetlerin programlarında eğitimle ilgilikonularda yer alan görüşlerde dikkati çeken bir durum/çelişki göze çarpmaktadır. İlkcumhuriyet hükümetinden son cumhuriyet hükümetine kadar hemen hemen bütünhükümet programlarında birinci konunun ya da öncelikli konunun eğitim olduğunun altıçizilmektedir. Ancak, yine hükümet programlarına bakıldığında eğitimle ilgili konularaçok az yer verildiği görülmektedir. Bir taraftan hükümetin en çokönem verdiği konuolduğu beyan ediliyor, bir taraftan da -söylenenin gerektirdiği ağırlıkta ve oranda eğitimkonuları yer almıyor, bazı hükümet programlarında da ‘usulen’ değinilip bir diğerkonuya geçilmektedir. Milli Eğitim Şûralarının -tavsiye niteliğinde olan- kararlarınıuygulayacak hükümetlerin tutumları bakımından bu olgunun rastlantı olduğu sonucunaulaşmanın oldukça zor olduğu düşünülebilir.Eğitim sisteminde yapı ve işleyiş1980 sonrası dönemde şûra kararlarının oluşması ve uygulanması ile eğitimsisteminin yapısal olarak belirleyenleri 1980-1983 askeri yönetim dönemi de dahilolmak üzere, milliyetçilik, liberalizm ve islam dini olmuş, dahası bu üç etkenin birsentezi olmuştu. Dönemin sonlarına doğru dinin eğitim ve siyasal alanda etkisiniartırmasıyla birlikte yaklaşık 15 yıl iktidarda kalan bu yaklaşıma tepkiler doğmayabaşlamış ve sonunda 28 Şubat 1997 de tepkiler ordu desteği ile doruğa ulaşmıştı.Özellikle din etkisi büyük güç kaybetmiş, Kemalizm ve Cumhuriyet ilkeleri yenidenöne çıkmıştır.Bu dönemde, eğitimin diğer bir belirleyeni ‘eğitim çalışanları’ özellikleuygulama aşamasında büyük sorumluluklar taşıyan öğretmenler üzerinde 1980 sonrasıanlayıştan, özellikle ‘liberalizm’ etkisini göstermiştir. Önceki dönemlerde toplumcuyanı ağır basan öğretmenler de yeni liberal döneme hızla uyum sağlamışlardır.“Öğretmen aydındır, halkı aydınlatır.” Dün, bu düşünce vitrindeydi. Bugün hangiöğretmen halka gidiyor, halkla kaynaşıyor? Ancak kendi düşünsel düzeyine uygun166 MEB, Ondördüncü Milli Eğitim Şurası Hazırlık Dökümanı, Ankara 1993, s.16.156

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!