HBV'de Tedavi - EKMUD
HBV'de Tedavi - EKMUD
HBV'de Tedavi - EKMUD
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Vankomisine Dirençli Enterokok Enfeksiyonları:<br />
Korunma<br />
Günümüzde antibiyotik direnci dünyada en<br />
önemli problemler arasında yer almakta,<br />
dirençli mikroorganizmalarla olan enfeksiyonların<br />
prevalansı giderek artmaktadır. Bunlar<br />
arasında metisiline dirençli Staphylococcus<br />
aureus (MRSA)’lar, vankomisine dirençli enterokoklar<br />
(VRE), Pseudomonas aeruginosa,<br />
Escherichia coli ve Klebsiella spp. gibi çoklu<br />
ilaca dirençli gram-negatif basiller ilk akla<br />
gelenlerdir. Enterokoklar, diğer bakteri türlerindeki<br />
birçok virülans faktöre sahip olmamalarına<br />
rağmen, çevre şartlarına dayanıklı olmaları,<br />
çeşitli antibiyotiklere içsel dirençli olmaları<br />
ve direnç geliştirme yeteneklerinden dolayı<br />
hastane enfeksiyonlarının önemli nedenleri<br />
arasında yer alır. Amerika Birleşik Devletleri<br />
(ABD)’nde hastane kökenli bakteremi etkenleri<br />
arasında üçüncü, cerrahi alan ve üriner sistem<br />
enfeksiyonlarında ikinci sırada yer almaktadır.<br />
Enterokoklarda vankomisin direnci ilk kez<br />
Avrupa’da 1986 yılında, ABD’de ise 1987 yılında<br />
tanımlanmış, daha sonra bu suşlar tüm dünyada<br />
yaygın hale gelmiştir. ‘‘National<br />
Nosocomial Infections Surveillance (NNIS)<br />
System’’ verilerine göre VRE oranı 1989 yılında<br />
%0.3 iken, 1993 yılında %7.9’a yükselmiştir.<br />
ABD’de Ekim 2004 tarihinde yayınlanan NNIS<br />
raporuna göre sisteme dahil hastanelerin yoğun<br />
bakım ünitesi (YBÜ)’nde enfeksiyon etkeni<br />
olarak izole edilen enterokokların %28.5’i VRE<br />
olup, 2003 yılında 1998-2002 dönemine göre<br />
%12’lik bir artış olduğu bildirilmektedir.<br />
Türkiye’de ilk VRE izolasyonu 1998 yılında<br />
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından<br />
bildirilmiş olup, günümüzde buna yeni merkezler<br />
eklenmiştir. Ülkemizde hastane suşları<br />
arasında VRE prevalansının %0-10 arasında<br />
olduğu belirtilmektedir. İstanbul Kartal Eğitim<br />
ve Araştırma Hastanesi YBÜ’lerinde 2004 yılından<br />
itibaren toplam bir yıl süreyle yatan hastalardan<br />
yatışı takiben ilk 72 saatte ve yatış süresince<br />
haftalık perirektal sürüntü örnekleri alınarak<br />
VRE taşıyıcılığı araştırılmış, toplam 226<br />
hastaya ait 528 perirektal kültür örneğinden<br />
sadece 2 (%0.9)’sinde VRE kolonizasyonu saptanmıştır.<br />
Diğer bir araştırmada da 2005 yılında<br />
İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma<br />
Hastanesi Süt Çocuğu Ünitesi, Beyin Cerrahi<br />
YBÜ ve Reanimasyon Ünitesinde yatan toplam<br />
250 hastadan alınan rektal sürüntü örnekleri-<br />
100<br />
nin 38 (%15)’inde VRE pozitifliği saptandığı<br />
bildirilmiş ve bu hastaların birçoğunun vankomisin<br />
dahil çeşitli antibiyotik aldıkları belirtilmiştir.<br />
Görüldüğü gibi VRE kolonizasyon oranları<br />
hastaneden hastaneye değişmektedir.<br />
Mensubu bulunduğum Sivas Cumhuriyet<br />
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde günümüze<br />
kadar 2005 yılında başka bir üniversite<br />
hastanesinde hematolojik malignansi nedeniyle<br />
uzun süre yatarak tedavi gören bir, 2011 yılı<br />
Ocak ayı içinde antibiyotik alan iki, toplam<br />
sadece üç çocuk hastanın dışkı kültürleri ile bu<br />
çocuklara bakım veren annelerden birinin ellerinde<br />
VRE kolonizasyonu tespit edilmiş olup,<br />
toplam 1050 yatağa sahip hastanede VRE enfeksiyonu<br />
gözlenmemiştir.<br />
Salgınlarda Olası VRE Kaynakları<br />
ABD’nin aksine, Avrupa’da tavukların insanlarda<br />
hastane enfeksiyonlarına sebep olan VRE<br />
suşları için potansiyel kaynak olduğu ortaya<br />
konmuştur. ABD’de ise VRE kolonizasyonu hastanelerde<br />
olmaktadır. Hayvanlarda gelişmeyi<br />
artırmak için yemlere katılan avoparsin, vankomisin<br />
ile aynı grupta bulunmaktadır. Bundan<br />
dolayı avoparsin ilave edilmiş yemlerle beslenen<br />
hayvanların dışkıları ile bu hayvanlardan elde<br />
edilen gıdalardan VRE izole edilmektedir.<br />
Avoparsinin hayvan yemlerinde kullanımı<br />
Türkiye’de 1999, Avrupa Birliği’nde ise 1997<br />
yılında yasaklanmış ve sonradan hayvanlarda<br />
VRE kolonizasyonlarında azalma gözlenmiştir.<br />
Örneğin; bir Avrupa Birliği ülkesi olan<br />
Danimarka’da yasaklamadan önce et tavuğu<br />
kaynaklı Enterococcus faecium izolatlarının %60-<br />
80’i, yasaktan sonra ise %5-35’inin VRE olduğu<br />
bildirilmektedir. Türkiye’de ise yasaktan hemen<br />
sonra kanatlı hayvan kaynaklı VRE oranı %13-<br />
14 iken, 2005 yılında %0.25 gibi çok düşük<br />
değerlere düşmüştür. Aynı yılda yapılan başka<br />
bir araştırmada ise 400 kanatlı hayvana ait kloakal<br />
sürüntü örneğinin yalnızca 1 (%0.25)’inde<br />
VRE izole edilmiştir. Toplumda VRE ile kolonize<br />
hasta ne kadar çoksa hastaneye yatan hastalar<br />
arasında da o kadar çok VRE pozitif hasta olacaktır.<br />
Hastanelerdeki VRE salgınlarında enfeksiyon<br />
kaynağının genellikle yatan hastaların<br />
dışkıları olduğu bilinmektedir. Bir sürveyans<br />
çalışmasında enfekte/kolonize hasta oranının<br />
1/10 olduğu, son bir yıl içinde antibiyotik kullanmayan<br />
sağlıklı bireylerde %28, oral glikopep-<br />
3. Türkiye <strong>EKMUD</strong> Bilimsel Platformu