HBV'de Tedavi - EKMUD
HBV'de Tedavi - EKMUD
HBV'de Tedavi - EKMUD
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
306<br />
S48<br />
Kesin ve Klinik Tanılı Tüberküloz Menenjitli İki Grupta<br />
Thwaites Diagnostik Skorlamasının Karşılaştırılması<br />
Kadriye Kart Yaşar 1 , Filiz Pehlivanoğlu 1 , Mehmet Bakar 1 , Gönül Şengöz 1<br />
1 SB Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul<br />
AMAÇ: Tüberküloz menenjitte (TBM) hızlı tanı ve erken tedavi, hastalığın prognozunu büyük ölçüde etkileyebilir.<br />
Ancak laboratuvara dayalı tanı yöntemleri bu konuda yetersizdir. Bu nedenle, klinik ve laboratuvar özelliklerinin kullanıldığı<br />
tanı kılavuzları ve standardizasyonu çabaları hala sürmektedir. Bu çalışmada, tüberküloz menenjit tanısında<br />
2002 yılında geliştirilmiş olan Thwaites’e ait diagnostik skorlama (TDS); kültür pozitif 59 olgu ile klinik olarak tanı<br />
alan 89 TBM’li olguya uygulanarak aralarında fark olup olmadığı ve ülkemiz verileri açısından bu skorlamanın değeri<br />
irdelenmiştir.<br />
GEREÇ ve YÖNTEM: Löwenstein-Jensen besiyerinde Mycobacterium tuberculosis izole edilen kesin tanılı 59 TBM’li<br />
olgu ile TBM’yi tanımlayıcı klinik, laboratuvar ve radyolojik özelliklere sahip klinik tanılı 89 TBM’li olgu bu çalışmaya<br />
dahil edilmiştir. Yaş, semptom süresi, kan lökositi, BOS lökosit sayısı ve nötrofil oranının kullanıldığı bir skorlama sistemi<br />
olan TDS, her iki gruba uygulanmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir.<br />
BULGULAR: Kültür pozitif 59 TBM’li olgunun tamamı, TBM için gerekli sınır değerin altındaydı. Olguların %68’inde<br />
skor değeri en anlamlı değer olan (-5), %95’inde ise ≤ 0 idi. Klinik tanılı 89 olgunun da tamamı sınır değer olan 4 ve<br />
altında bulunmuştur. Bu grupta (-5) değeri alanların oranı %58 iken, skor değeri 0 ve altında olanlar %89 idi.<br />
SONUÇ: TBM, klinik varyasyonlara sahip, tanısı zor bir klinik tablodur. <strong>Tedavi</strong> gecikmesi TBM için en önemli prognostik<br />
faktör olduğundan, erken tanıya yönelik faydalı bir yöntem olduğunu gözlemlediğimiz Thwaites skorlamasının, TBM<br />
tanısında kullanılabilecek rutin incelemeler arasında olabileceğini düşünmekteyiz.<br />
S49<br />
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kum Sineği Ateşi<br />
Nedeniyle Takip Edilen Olguların Değerlendirmesi<br />
Nefise Öztoprak Çuvalcı 1 , Derya Seyman 1 , Ahmet Özsancak 1 , Mustafa Yorulmaz 1 ,<br />
Senay Dodanlı 1 , Veli Günay 1 , Figen Sarıgül 1 , Tülün Temizkan 1<br />
1 SB Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Antalya<br />
AMAÇ: Bunyaviridae ailesinin bir üyesi olan filebo virüsler, tatarcık humması (Phlebotomus fever), 3 gün ateşi veya<br />
kum sineği ateşi (sandfly fever) olarak adlandırılan klinik tablonun etkenidir. Enfeksiyon birkaç milimetre büyüklüğündeki<br />
küçük dişi tatarcık sineklerinin kan emmesi ile bulaşır. Hastalık özellikle ülkemizin Akdeniz bölgesinde endemik<br />
olmakla birlikte son yıllarda İç Anadolu bölgesinde de salgınlara neden olmuştur. Bu çalışmada kum sineği ateşi tanısı<br />
konulan 23 olgunun klinik ve laboratuvar özellikleri değerlendirilmiştir.<br />
GEREÇ ve YÖNTEM: Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniğine<br />
2010 yılı içinde sandfly fever -kum sineği ateşi tanısı ile yatırılan 23 olgunun verileri retrospektif incelenmiştir.<br />
BULGULAR: Olguların 12’si erkek, yaş ortalaması 29.4 (18-41) idi. Olguların tümünde ani başlayan ateş, baş ağrısı,<br />
halsizlik şikayeti vardı. Mevcut şikayetlere ek olarak olguların %60’ında bulantı-kusma, %26’sında karın ağrısı, %39<br />
‘unda gözlerde kızarma vardı. Baş ağrısı genellikle retroorbital ve frontal bölge yerleşimliydi. İki hastada ise çok şiddetli<br />
ve oksipital bölge yerleşimli baş ağrısı saptandı. Olgularda ateş ortalama 4 günde, bulantı- kusma 6 günde, halsizlik ise<br />
9 günde düzelmiştir. Hepsinde tatarcık ile temas öyküsü olmasına rağmen sadece %60’ında ısırık izi saptandı. Olguların<br />
laboratuvar incelemelerinde ortalama lökosit sayısı 3080/mm 3 (1230-5420), ortalama trombosit sayısı 122.000/<br />
mm 3 (119.000-221.000), ortalama ALT 264 U/L (15-833) ve ortalama AST değerleri 238 U/L (5-845) olarak saptandı.<br />
Akut faz reaktanları (CRP, sedimentasyon) normal sınırlardaydı.<br />
SONUÇ: Sandfly fever virüsünün dört alt türü bulunmakta ve ülkemizde dört tür de görülmektedir. Özellikle yaz aylarında<br />
tatarcık ile temas öyküsü olan, ateş, miyalji-artralji ve baş ağrısı şikayetleri ile başvuran hastalarda kum sineği<br />
ateşi akla gelmelidir.<br />
3. Türkiye <strong>EKMUD</strong> Bilimsel Platformu