15.12.2012 Views

HBV'de Tedavi - EKMUD

HBV'de Tedavi - EKMUD

HBV'de Tedavi - EKMUD

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Tedavi</strong> Rehberleri 2011:<br />

Kateter İlişkili Enfeksiyonlar<br />

Damar içi kateterler modern sağlık bakımı<br />

uygulamalarında giderek artan sıklıkta<br />

kullanılan araçlardan olup, sıvı replasman tedavileri,<br />

ilaç uygulamaları, kan ve kan ürünlerinin<br />

transfüzyonu, parenteral beslenme, hemodinamik<br />

izleme ve hemodiyaliz uygulamaları gibi<br />

pek çok yararlar sağlamaktadır. Bununla birlikte<br />

kateter uygulamaları mekanik (tromboemboliler,<br />

kanama, pnömotoraks vb.) ve enfeksiyöz<br />

pek çok soruna neden olabilmektedir. Damar<br />

içi kateterlerin en önemli enfeksiyöz komplikasyonları<br />

selülit, septik trombofilebit, apse<br />

oluşumu, kateterle ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonu<br />

(KİKDE), endokardit ve metastatik enfeksiyonlardır.<br />

Damar içi kateterlerle ilişkili enfeksiyonlar<br />

için risk, kateterin tipine, kullanım<br />

amacına, yerleşim bölgesine, kalış süresine;<br />

hastanenin büyüklüğüne, üniteye; kateteri<br />

takan kişinin eğitimi ve tecrübesine, kateter<br />

takma girişimindeki sıklığa, kanıtlanmış önleyici<br />

stratejilere uyuma göre değişir. Kateterle<br />

ilişkili enfeksiyonlar morbidite ve mortalitenin<br />

önemli bir nedeni olarak karşımıza çıkar.<br />

Ayrıca, hastanede kalış süresinde uzama ve<br />

tedavi maliyetinde artış ile de ilişkilidir.<br />

Perkütanöz yerleşimli, kafsız kateterlerde sıklık<br />

sırasına göre koagülaz-negatif stafilokoklar,<br />

Staphylococcus aureus, Candida türleri ve enterik<br />

gram-negatif basiller en sık sorumlu mikroorganizmalardır.<br />

Cerrahi olarak implante edilen<br />

kateterler ve periferik yerleşimli santral venöz<br />

kateterlerde ise koagülaz-negatif stafilokoklar,<br />

enterik gram-negatif basiller, S. aureus ve<br />

Pseudomonas aeruginosa en sık etkenlerdir.<br />

Kateterle İlişkili Enfeksiyonların <strong>Tedavi</strong>sine<br />

Genel Yaklaşım<br />

Kateterle ilişkili enfeksiyonların tedavisinde,<br />

kan ve kateter örneklerinin uygun kültürleri<br />

yapıldıktan sonra klinik ipuçları, akut hastalığın<br />

şiddeti, altta yatan hastalık, enfeksiyon için<br />

risk faktörleri ve etken olabilecek mikroorganizmalar<br />

göz önüne alınarak ampirik antibiyotik<br />

tedavisi başlanmalıdır. Bununla birlikte<br />

belirli bir ampirik tedavi seçimini destekleyen<br />

veri bulunmamaktadır. Gram-pozitif bakterilerdeki<br />

direnç artışı nedeniyle sıklıkla bir glikopeptid<br />

antibiyotik tercih edilmektedir. Eğer<br />

minimum inhibitör konsantrasyonu (MİK) ≥ 2<br />

µg/mL ise vankomisin metisiline dirençli S.<br />

aureus (MRSA) bakteremisinin tedavisinde<br />

240<br />

düşük bir klinik başarı oranına sahiptir. Bir<br />

kurumda MRSA izolatlarının çoğunluğunda<br />

vankomisin için MİK değerleri ≥ 2 µg/mL ise<br />

tedavide daptomisin gibi alternatif ilaçlar kullanılmalıdır.<br />

KİKDE’den şüphelenilen, fakat<br />

kanıtlanmamış hastalarda ampirik tedavide<br />

linezolid kullanımı önerilmez.<br />

Nötropenik hastalarda, sepsisle birlikte ciddi<br />

hastalığı olanlarda ya da çok ilaca dirençli gramnegatif<br />

bir basil ile kolonize olduğu bilinen<br />

hastalarda gelişen KİKDE’de ampirik antibiyotik<br />

kombinasyonu P. aeruginosa gibi gramnegatif<br />

basilleri de kapsamalıdır. Bu durumlarda<br />

kültür ve duyarlılık sonuçları elde edilince antibiyotik<br />

tedavisinin de-eskalasyonu yapılabilir.<br />

Gram-negatif basiller için ampirik tedavi lokal<br />

antimikrobiyal duyarlılık verilerine ve hastalığın<br />

şiddetine dayanmalıdır (bir aminoglikozid<br />

ile birlikte ya da tek başına dördüncü kuşak<br />

sefalosporin, karbapenem ya da beta-laktam/<br />

beta-laktamaz kombinasyonu).<br />

Kritik bir hastada femoral kateter ile ilgili<br />

KİKDE’den şüpheleniliyorsa ampirik tedavi<br />

gram-pozitif etkinlik yanında, gram-negatifbasiller<br />

ve Candida türlerine etkinliği de içermelidir.<br />

Total parenteral beslenme, geniş spektrumlu<br />

antibiyotiklerin uzun süreli kullanımı,<br />

hematolojik malignite, kemik iliği ya da solid<br />

organ nakli, femoral kateterizasyon ya da pek<br />

çok bölgede Candida türlerinin neden olduğu<br />

kolonizasyon gibi risk faktörlerinden birisinin<br />

olduğu septik hastalarda kateterle ilişkili kandidemi<br />

için, ekinokandinler ya da son üç ayda<br />

azol maruziyeti olmayan ve Candida krusei ve<br />

Candida glabrata riski çok düşük olan hastalarda<br />

flukonazol ampirik tedavide uygulanmalıdır.<br />

Kateter çıkarıldıktan sonra, 72 saatten daha<br />

uzun süre fungemi ya da baktereminin devam<br />

ettiği hastalarda antibiyotik tedavisi dört-altı<br />

hafta uygulanmalıdır. Enfektif endokardit,<br />

süpüratif trombofilebit, pediatrik hastalarda<br />

osteomiyelit varlığında dört-altı hafta tedavi<br />

verilirken, erişkin hastalardaki osteomiyelitte<br />

tedavi altı-sekiz hafta olmalıdır.<br />

KİKDE’lerin yönetiminde, kateteri çıkarma ya<br />

da koruma kararının verilmesi; süpüratif trombofilebit,<br />

endokardit, osteomiyelit, olası metastatik<br />

odaklar içeren komplike KİKDE ile komplike<br />

olmayan KİKDE ayırımının yapılması esas-<br />

3. Türkiye <strong>EKMUD</strong> Bilimsel Platformu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!