15.12.2012 Views

HBV'de Tedavi - EKMUD

HBV'de Tedavi - EKMUD

HBV'de Tedavi - EKMUD

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Avustralya, ABD ve Asya’dan nadiren toplum<br />

kökenli enfeksiyonlar bildirilmiştir. Bu enfeksiyonlar;<br />

farengeal taşıyıcılığı olan, kanser olan,<br />

alkol ve sigara kullanan, diabetes mellitus ve<br />

kronik karaciğer hastalığı olan, dökümhanelerde<br />

çalışma hikayesi olan kişilerde ortaya çıkmış<br />

ve yüksek mortalite ile seyretmiştir. Bu enfeksiyonlar<br />

pnömoni şeklinde seyretmiştir. Hastaların<br />

önemli bir kısmında bakteremi, akut solunum<br />

sıkıntısı sendromu (ARDS) ve dissemine intravasküler<br />

koagülopati (DİK) tabloları görülmüştür.<br />

Acinetobacter’in klinik izolatlardaki prevalansı<br />

ülkelere ve örneklere göre değişmekle birlikte<br />

son iki dekaddır dünya genelinde artmaktadır.<br />

Gerek ülkemizde, gerekse Avrupa ve Asya<br />

Pasifik ülkelerinde; merkezler ve ülkeler arası<br />

klonal farklılıklar bakterinin epidemik potansiyelini<br />

göstermektedir. 2002-2005 yılları arasında,<br />

ülkemizden hastanemiz de dahil 12 merkezden<br />

(11’i üniversite hastanesi) 13 yoğun bakım<br />

ünitesinin dahil edildiği ve alet ilişkili yoğun<br />

bakım enfeksiyonlarının incelendiği bir çalışmada;<br />

VİP’lerin %29.2, santral venöz kateter<br />

(SVK) ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonlarının<br />

%23.2, kateter ilişkili üriner sistem enfeksiyonlarının<br />

%5.3 nedeninin Acinetobacter spp. olduğu<br />

tespit edilmiştir. VİP ve SVK ilişkili kan<br />

dolaşımı enfeksiyonlarında etken olarak birinci<br />

sıradadır.<br />

“Centers for Disease Control and Prevention<br />

(CDC)” “National Nosocomial Infection<br />

Surveillance” verilerine göre ABD’de 2003 yılında<br />

yoğun bakım kan dolaşımı enfeksiyonlarının<br />

%2.4’ünden, cerrahi alan enfeksiyonlarının<br />

%2.1’inden, nozokomiyal üriner sistem enfeksiyonlarının<br />

%1.6’sından, nozokomiyal pnömonilerin<br />

%6.9’undan (1975 yılında %3) Acinetobacter<br />

spp. sorumludur.<br />

1992 yılında Avrupa’daki yoğun bakım ünitelerinde<br />

üçüncü sıklıkta karşılaşılan patojen A.<br />

baumannii olmuştur. Aynı çalışmanın 2007<br />

yılında beş kıtada 75 ülkede yapılan EPIC II<br />

ayağında A. baumannii beşinci sırada yer almıştır.<br />

Daha uzun süre yoğun bakım ünitesinde<br />

kalanlarda asinetobakter enfeksiyonu oranları<br />

daha yüksek bulunmuştur.<br />

Bir defa bakteri hastaneye girdikten sonra çeşitli<br />

suşlarla, çeşitli defalar salgınlar olur. Bazen<br />

Davut Özdemir<br />

aynı hastanede birkaç klon da beraber görülebilir.<br />

Ancak bunlardan bir tanesi baskındır. Bazen<br />

de tek bir klonla pek çok hastaneyi tutan salgınlar<br />

olabilir. Bu klonlar genellikle yüksek antibiyotik<br />

direnci gösterir. Belli bir klon içinde bile<br />

antibiyotik duyarlılıkları farklılık gösterebilir.<br />

ABD’de Chicago ve komşularında OXA karbapenemaz<br />

üreten monoklonal suşla salgın rapor<br />

edilmiştir. Farklı hastanelerde aynı klonla salgın<br />

olması; hasta, personel veya gıda ve ekipman ile<br />

bakterinin hastaneler arası taşındığını düşündürmektedir.<br />

DİRENÇ<br />

Türler arasında antibiyotik duyarlılığı açısından<br />

fark olabilir. A. lwoffii diğer türlerden daha<br />

duyarlıdır. Acinetobacter türlerinde iki tip intrensek<br />

beta-laktamaz vardır: TEM1 beta-laktamaz<br />

klinik izolatların %16’sında, AmpC sefalosporinaz<br />

suşların %98’inde bulunur. AmpC betalaktamaz<br />

kromozomal bir sefalosporinazdır ve<br />

bazal seviyede salgılanır. Klinik olarak anlamlı<br />

bir dirence neden olmaz. Seftazidime direnç<br />

olurken, karbapenemlere direnç olmaz. Ancak<br />

ampC genine ISAAba1 dizisinin girmesi sefalosporinlerle<br />

tedaviyi kısıtlayan dirence neden olan<br />

beta-laktamazlarda artışa neden olur.<br />

Acinetobacter spp. genetik değişime yatkın bir<br />

türdür ve gram-negatif bakteri sınıfının doğal<br />

olarak transforme olma özelliği olan tek üyesidir.<br />

Bu nedenle Acinetobacter’ler pek çok farklı<br />

mekanizma ile pek çok antibiyotiğe karşı direnç<br />

gösterebilir. Türe, izolasyon yapılan bölge ve<br />

ülkeye göre direnç değişmekle birlikte genel<br />

olarak Acinetobacter’lere karşı direnç artmaktadır<br />

ve bu direncin önemli bir kısmı çok antibiyotiğe<br />

direnç (MDR) şeklindedir. Pek çok farklı<br />

tanım kullanılmakla beraber bir tanıma göre;<br />

MDR A. baumannii, karbapenemler hariç pek<br />

çok antibiyotiğe dirençli olmasıdır. Bu suşlar<br />

kolistin ve tigesikline duyarlıdır. Ancak nadiren<br />

kolistin direnci de olabilir. Sulbaktama duyarlılık<br />

değişkendir. Başka bir tanımda; MDR kavramı,<br />

farklı mekanizmalarla etki eden kinolon,<br />

sefalosporin, karbapenem gibi antibiyotik sınıfından<br />

üç veya daha fazla sınıfa direnci ifade<br />

eder. Panrezistan kavramı ise kolistin hariç standart<br />

tüm antibiyotiklere direnç için kullanılır.<br />

Başka bir tanımda ise tigesiklin ve kolistin dışındaki<br />

tüm antibiyotiklere direnç için “extreme-<br />

3. Türkiye <strong>EKMUD</strong> Bilimsel Platformu 251

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!