14.01.2015 Views

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

116 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />

deni hukuk hükümleriyle ve uygulamada sıkıntılar yaratmaya aday bir<br />

madde olarak karşımızda duruyor.<br />

Yapılan bir başka yenilik tacir kısmında tüzel kişi tacir kavramı; biz<br />

tüzel kişi tacirleri derslerimizde şöyle sınıflandırıyorduk. İşte ticaret şirketleri<br />

bir, iki amacına ulaşmak için ticari bir işletme işleten dernekler,<br />

kamu yararına dernek olmaması şartıyla o da tacir, tüzel kişi tacirdir,<br />

üç kamu tüzel kişilerine ait olan teşekkül ve müesseseler, kurum ve<br />

kuruluşlar başta KİT’ler olmak üzere kendi kuruluş kanunu gereğince<br />

özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek üzere kurulan kamu<br />

iktisadi kuruluşları ya da kamu iktisadi teşebbüsleri de tüzel kişi tacir<br />

olarak üçüncü grupta yer alıyor. Mevcut kanunda vakıfların tacir sıfatı<br />

konusunda bir düzenleme yoktu, ama doktrin ve Yargıtay şöyle bir mutabakata<br />

varmıştı. Dediler ki, bir vakıf da aynen dernek gibi amacına<br />

ulaşmak için bir ticari işletme işletiyorsa o da, kamu yararına olmaması<br />

şartıyla aynen dernek gibi o da tacir sıfatını kazanabilsin, tüzel kişi<br />

tacir sayılsın. Bu noktada yeni kanun vakıflarla ilgili açık bir hükme<br />

yer veriyor ve 16. maddesinde şöyle diyor. Ticaret şirketleriyle amacına<br />

varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş<br />

kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari<br />

şekilde işletilmek üzere kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve<br />

kuruluşlar da tacir sayılır. Devam ediyor, devlet, il özel idaresi, belediye<br />

ve köyler diğer kamu tüzel kişileriyle kamu yararına çalışan dernekler ve<br />

gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan<br />

vakıflar tacir sayılmazlar. Vakıfların, bir amacına ulaşmak için bir ticari<br />

işletme işletmesi şartıyla tacir sıfatını kazanması mümkün. Ayrıca gelirinin<br />

yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcamayacak,<br />

daha azını harcayacak ki tacir sıfatını kazanabilsin.<br />

Şimdi geldim çok önemli bir başka yeniliğe ki bu hepinizi çok yakından<br />

ilgilendiren çok önemli bir düzenleme. Biliyorsunuz mevcut kanunumuzun<br />

20. maddesinde tacirler arasındaki belli amaçlarla yapılacak<br />

ihbar veya ihtarların geçerli olabilmesi için üç yoldan birisiyle, üç şekilden<br />

birisiyle gönderilmesi gerektiği düzenleniyor. Ne diyordu Tacirler<br />

arasında diğer tarafı temerrüde düşürmek, sözleşmeden dönmek veya<br />

sözleşmeyi feshetmek amacıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber<br />

olması için, özellikle muteber olması için sözcüklerinin altını çiziyorum,<br />

muteber olması için iadeli taahhütlü mektupla, noter kanalıyla veya telgrafla<br />

yapılması şarttır. Mevcut hüküm bu, şimdi yeni hükmü okuyorum<br />

size. Yeni hüküm bu konuda ne getiriyor diye baktığımızda 18. maddenin<br />

3. fıkrası bilgisayar ve internet teknolojisindeki gelişmeler nedeniyle

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!