14.01.2015 Views

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

286 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />

ifade özgürlüğü denildiği zaman sözleşmenin 2. maddesinde yer alan<br />

yaşam hakkının korunmasıyla birlikte sözleşmenin 10/1 maddesinde<br />

yer alan ifade özgürlüğünün ihlalinden devlet doğrudan sorumludur.<br />

Çünkü 2. maddedeki hak ihlaliyle bağlantılı olmak üzere de onun yaşam<br />

hakkını korumak konusunda bir hayli ihmali olduğunun altı çizilmiştir<br />

ve bu şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları içerisinde üç<br />

karar Türkiye’de yaşayan herkesi, bir başka deyişle bizi ilgilendiren kararlardır.<br />

Niçin bizi ilgilendirmektedir Dağlıca’da neler olmuştu anımsayın,<br />

1994 yılında, yaklaşık bundan 17 yıl öne Çetin Özdek açıkça şunu söyledi.<br />

İfade özgürlüğü denildiği andan itibaren artık basın özgürlüğü kavramı<br />

terk edilmelidir. Bunun sebebi çok açıktır, ben ülkede ve dünya<br />

üzerinde neler olup bittiğini bilmek ve öğrenmek istiyorum. Bir başka<br />

deyişle ben gerçekleri öğrenmek istiyorum. Bir başka deyişle benim hakkımda<br />

zor kullanan siyasal iktidarın, ekonomik iktidarın ya da ideolojik<br />

iktidarın neler hazırladığını bilmekle yükümlüyüm. O halde bana bilgiler<br />

özellikle gazeteciler tarafından eğilip bükülmeden ve bütün gerçekler anlatılmalıdır,<br />

bütün gerçekler aktarılmalıdır. Türkiye’de Dağlıca’da meydana<br />

gelen olayların şüphesiz kamuoyu gündemi bakımından özellikle<br />

en önemli olaylardan biri olduğu bilinmektedir. Hatta ve hatta burada<br />

bu tür bir olayın meydana gelmesi konusunda da devlet üzerine düşen<br />

yükümlülüğü yerine getirerek bunları önlemelidir. Yani suç işlenmesinin<br />

önlenmesi gerekir, ama buna karşılık hükümet olarak Türkiye’deki<br />

mevcut 3984 Sayılı Kanun’un 25. maddesine dayanarak kalkıp radyo<br />

ve televizyonlar konusunda bunlara yayın yasağı getiremezsiniz. Yayın<br />

yasağı getirirseniz o zaman Danıştay 10. Dairesi ve 10. Daireden sonra<br />

Daireler Kurulunun vermiş olduğu karara bakarsanız bu ölçülü bir davranış<br />

değil denmektedir. Ancak ölçülü bir davranış olmamasının temel<br />

gerekçesi olarak da özellikle Türkiye’de yaşayan herkesin olup bitenlerden<br />

haberdar olma hakkı vardır. Bir başka deyişle bilgi edinme hak ve<br />

özgürlüğü vardır.<br />

O halde ulaşılan nokta şudur: Basın özgürlüğü gazeteciler için asla<br />

bir imtiyaz değildir, ama gazetecilerin kendiliklerinden yüklendikleri bir<br />

görevdir. Yani olup bitenleri bizim hemen ulaşmadığımız, bilmediğimiz,<br />

ama gazetecilerin ilk kaynakta ulaştıkları, elde ettikleri bilgilerdir. Bu<br />

bilgileri bize onlar aktarırlar. Onların aktarması nedeniyle de korunması<br />

gerekli olan en önemli meslek gruplarından birisidir. Bu onlar için bir<br />

imtiyaz olmamasına rağmen kamuoyunun gözü kulağı olarak kabul edilen<br />

bu meslek grubunu korumak bize düşmektedir. Sebebi de çok basit,<br />

çünkü artık bundan sonra ifade özgürlüğünün tam ortasında duran be-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!