Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
222 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />
Avukatlık ücreti, avukatlık sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar diye<br />
söyleyince tabii her gittiğim yerde aynı şey oluyor, burada da aynı şey<br />
oldu. “Siz bir hâkimsiniz, üstelik ceza hukukuyla ilgileniyorsunuz, avukatlık<br />
ücretiyle ne işiniz olur, niye avukatlık ücreti için bu kadar çaba<br />
yapıyorsunuz” diye soruluyor. Ben de “hâkimlerin ücreti konusunda da<br />
avukatlar çalışır umarım” diye bir karşı cevap veriyorum. Tabii şunun<br />
için: Ben olaya her gittiğim yerde anlattığım gibi burada da öyle başlamak<br />
istiyorum. Avukatlık ücretinin ben doğrudan doğruya yargı bağımsızlığıyla<br />
ilgili olduğunu düşünüyorum, bu anlamda beni de ilgilendiriyor.<br />
Çünkü dünyanın her yerinde bir hüküm veren bir makam vardır,<br />
taraflar arasında mutlaka uyuşmazlık vardır ve bu uyuşmazlığı gideren<br />
bir hüküm makamı her zaman vardır. İşte bu bir hâkimdir, bir din adamıdır,<br />
bir hükümrandır neyse, her topluluğun kendine göre bir hüküm<br />
vericisi vardır.<br />
Hukuk devletinin yargı sistemini diğer yargı sistemlerinden ayıran<br />
temel faktör, temel belirleyici, bağımsız ve güçlü bir savunmanın varlığıdır.<br />
Bağımsız ve güçlü savunma varsa hukuk devletinin yargısı için<br />
en azından asgari koşullar oluşmaya başlamış demektir. Bağımsız ve<br />
güçlü bir savunmanın olmadığı yerde diğer bütün koşulların gerçekleştirdiğinizi<br />
varsaysanız bile, hukuk devletini gerçekleştiremeyeceksiniz,<br />
gerçek bağımsız ve tarafsız adil bir yargılamadan bahsetmek mümkün<br />
olmayacaktır. Bu anlamda bağımsız ve güçlü bir savunmanın oluşmasının<br />
temel dayanağı da savunma mesleğini yapan kişilerin kendi özlük<br />
haklarını layıkıyla alabilmeleridir. Bu özlük hakları hem paradır, hem<br />
disiplindir, hem meslek ilkeleri açısındandır, hepsini bir bütün olarak<br />
özlük haklarından bahsediyorum. Yani meslek ilkeleri yerleşmiş, meslek<br />
onuru ve saygınlığı yüksek, gelir durumu, sosyal toplum içerisinde<br />
belli bir seviyeye gelmiş, hak ettiği ücreti hak ettiği kadar ve zamanında<br />
alabilmiş bir savunma mesleği güçlü olacaktır. Güçlü olan bir savunma<br />
mesleğinin söz söyleme, itiraz etme, karşı durma ve hukuksuzluklara<br />
karşı tavır alma refleksleri de güçlenecektir. Bu anlamda avukatlık ücreti<br />
çok değerlidir, sorun sadece bir para meselesi değildir bu nedenle.<br />
Avukatlık mesleğinin tekel hakkı kapsamında yapılan bir meslek olduğunu<br />
biliyoruz. Yani avukatlık mesleğinin iş alanının bir tekel alanı<br />
olduğunu, bu iş alanına girebilmek için mutlaka avukat olmak gerektiğini<br />
görüyoruz, ama burada bir kötüye gidiş var. Bunu da konunun<br />
yeri gelmişken başlangıç itibariyle söylemek istiyorum; avukatlık mesleği<br />
giderek bu alanını kaybetmekte, çünkü avukatlar öncelikle bu alanı<br />
terk etmekte maalesef. Bugün de aramızda konuştuk, hep söylüyorum