14.01.2015 Views

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

280 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />

müdahalesi olmaksızın dediğiniz andan itibaren, yargının bağımsız olmaması<br />

bile acaba ifade özgürlüğü hakkımızın engellenmesi anlamına<br />

gelir mi diye bir soruyu da sormak gerekir. 4 Kasım 1950 yetmemiştir,<br />

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları yetmemiştir ve yetmemeye<br />

devam etmektedir. Onun için yaklaşık 16 yıl sonra 1966 yılında kabul<br />

edilmiş olan Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi vardır. Bakın, Medeni<br />

ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin ulaştığı amaç şudur: İfade özgürlüğünün<br />

kabul edildiği tarihten itibaren ya da ifade özgürlüğünün Avrupa İnsan<br />

Hakları Mahkemesi kararlarına yansımaya başlamasından itibaren değişen<br />

demokratik toplum düzeni gerekleri bakımından sınırlandırmaların<br />

daha da sınırlandırılabilmesi için kabul edilmiş olan bir sözleşmedir.<br />

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin özellikle ifade özgürlüğü konusundaki<br />

bazı eksikliklerinin nasıl giderileceği konusunda kabul edilmiş olan<br />

sistemlerden birisidir ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmelerine göre de<br />

kurulmuş olan İnsan Hakları Komitesi de çalışmaya başlamıştır. Türkiye<br />

iki sözleşmenin de tarafıdır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi konusunda<br />

da hassasiyetini özellikle belirtmiş olan ülkelerden birisidir.<br />

10. maddedeki ifade özgürlüğünün tanımının bu şekilde olduğunu<br />

belirttikten sonra Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 19. maddesindeki<br />

bir cümlenin önemine değinmek istiyorum. Orada da herkesin<br />

müdahale olmaksızın düşünce hakkına sahip olduğu belirtiliyor. Bu şekilde<br />

bir değerlendirme yapan sözleşme herkesin düşündüklerini ifade<br />

özgürlüğü vardır dedikten sonra yine sözleşmenin, Avrupa İnsan Hakları<br />

Sözleşmesinin 10. maddesindekini tekrarlamaktadır, ama bu kez sözleşmenin<br />

10. maddesinin 2. paragrafında yer alan sınırlandırmaları azaltmaktadır.<br />

Özellikle başkalarının haklarına ve toplumda sahip oldukları<br />

isme, şöhrete saygı bakımından milli güvenliğin, kamu düzeninin ya da<br />

kamu sağlığı ve ahlakın korunması bakımından gerekliyse sınırlandırma<br />

yapılacak demektedir. Yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10.<br />

maddesinin 2. paragrafında sayılan dokuz sınırlandırma ölçütünden<br />

Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi vazgeçmiştir. Buna karşılık özellikle<br />

20. maddede başka bir düzenleme daha getirilmiştir ve bu düzenleme<br />

önemlidir. Bakın bu düzenleme, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin başına<br />

geleceklerinin ya da bizim tartışacağımız bazı kavramların altını çizerek<br />

söylüyorum, en önemli düzenlemelerinden biridir. Bu konuda önümüzdeki<br />

yıllarda Türkiye’de sanıldığından çok hak ihlaliyle karşı karşıya kalacağız.<br />

20. madde şunu söylüyor, öncelikle her türlü savaş propagandası yasalarla<br />

yasaklanacaktır. İkincisi ayrım gözetmeyi, husumeti ya da şid-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!