14.01.2015 Views

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Staj Eğitim Merkezi Cumartesi Forumları 4<br />

153<br />

benim bu sistemin bizim pratikte nasıl işleyeceği konusunda şöyle bir<br />

endişem var, onu izin verirseniz sizlerle paylaşayım. Bizde ilk dava bile<br />

zaten beş yılda karara bağlanıyor. Sonra rücu davası, üç beş yıl da o<br />

sürüyor. Siz şimdi iki davayı beraber karara bağlayacağız dediğinizde bu<br />

dava toplam sekiz yılda değil, belki 10, 12 yılda ancak karara bağlanır.<br />

Kusur dereceleri, kusur oranları, kimin kime ne kadar rücu edebileceği,<br />

vesaire, biraz karışıklık yaratabilir gibi burada bir endişem var.<br />

Şimdi kusur karinesi konusunda mevcut kanun düzenlemesi yeni<br />

kanunda da muhafaza edilmiş, yönetim kurulu üyeleri kendi kusursuzluğunu<br />

kanıtlamadıkça sorumlu, ama mevcut kanun denetçilerin sorumluluğu<br />

bakımından da yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna<br />

yollama yaptığı için mevcut sistemde denetçinin de kendi kusursuzluğunu<br />

kanıtlaması gerekiyordu. Aksi takdirde kusurlu olduğu varsayılıyordu.<br />

Oysa yeni kanun bence anlaşılmaz bir biçimde muhasebecilere<br />

müjdelemek lazım belki, çünkü duyunca çok seviniyorlar, denetçilerin<br />

sorumluğuyla yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu arasında bir fark<br />

yaratmış. Diyor ki, denetçilerin sorumluluğunda denetçilerin sorumlu<br />

olduğunu iddia eden kişi onların kusurlu olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür.<br />

Yani ispat yükü denetçilerde değil, davacıdadır. Oysa yönetim<br />

kurulu üyelerinde tam tersi, kusurlu olduğunu varsayıyor, kendi<br />

kusursuzluğunu savunan bir yönetim kurulu üyesi varsa ya da daha az<br />

kusurlu olduğunu savunan birisi varsa ispat yükünü ona yüklüyor. Niye<br />

böyle bir ayrım yapıldı, ilginç.<br />

Limitet şirketlere geçemeyeceğim, zamanımız nedeniyle, en son üzerinde<br />

durmak istediğim konu şu teknoloji, elektronik işlemler, bilgi toplumu<br />

hizmetleri başlığı altında düzenlenen hükümler. 1524. maddesinde<br />

yeni kanunun her sermaye şirketine bir internet sitesi açma ve bazı<br />

işlemleri bu sitede yayınlama zorunluluğu getirilmiş. Tabii ilk bakışta<br />

hoşumuza gidiyor, ne güzel, şirketin ortağı olan, şirketin ilgilisi, alacaklısı<br />

olan biri istediği her bilgiye, belgeye sermaye şirketiyle ilgili olarak o<br />

siteden ulaşabilir gibi, ama şimdi siz bunu tüm sermaye şirketlerine getiriyorsunuz.<br />

Yani Anadolu’da aile şirketleri var, küçük anonim şirketler<br />

var, küçük limitet şirketler var, onların web sitesi olsa ne olur, olmasa<br />

ne olur, teknolojiden bihaber vatandaşlarımız var, hayatında internet<br />

kullanmamış, kullanamayacak insanlarımız var, hani onlara teknoloji<br />

düşmanı diyoruz. Şimdi o insanlar için niye böyle bir zorunluluk getirildi,<br />

bir de tabii küçük şirketlerde web sitesi kurmak ve o siteyi aktif halde<br />

bulundurabilmek için bilgisayar şirketlerine ödenecek paraların oluşturacağı<br />

bir külfeti de hesaba katmak lazım, acaba doğru mu Benim

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!