14.01.2015 Views

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

126 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />

nun ya kanunda çözümlenmesi ya da Yargıtay içtihatlarıyla net bir biçimde,<br />

tereddütsüz bir biçimde çözülmesi gerekiyor.<br />

Haksız rekabet hükümlerine göz attığımda şunu görüyoruz, kısaca<br />

arz edeyim, acenteliği de kısaca anlattıktan sonra ara vereceğiz. Haksız<br />

rekabet hükümleri konusunda mevcut kanunumuzda haksız rekabetin<br />

bir tanımı yapılmıştı, yeni kanunda haksız rekabet hükümlerinin amacı<br />

ortaya konuluyor, yine tanım sayılabilecek bir maddeye yer veriliyor. Bu<br />

bir yenilik değil aslında, yenilik şurada, İsviçre Haksız Rekabet Kanunu<br />

örnek alınmak suretiyle haksız rekabet örneği oluşturan hususlar yeni<br />

kanunda çok detaylı bir biçimde genişletilmiş. Tekrar ediyorum, haksız<br />

rekabet örneklerinde büyük bir genişleme yapılmış yeni kanunda.<br />

Herhalde şöyle düşünülmüş, haksız rekabet çok önemli, uygulamada<br />

tereddüt olmasın, hatta biraz kazuistik kanun yapma yöntemini çağrıştırır<br />

biçimde haksız rekabet oluşturabilecek bütün örnekleri sanki oraya<br />

koyma çabasıyla gereğinden fazla detaylı bir hükme yer verilmiş. Bir<br />

başka yenilik haksız rekabet hükümlerinde mevcut kanunda da haksız<br />

rekabet fiili nedeniyle zarar gören müşterilerin bir kısım haksız rekabet<br />

davaları açmasına 58. madde izin veriyor, ama müşterinin zarar görmesi<br />

şartıyla veriyor. Yeni kanunun 56. Maddesinin 2. fıkrası müşterinin zarar<br />

görmesi yanında zarar görme tehlikesini de bir kısım haksız rekabet<br />

davaları bakımından yeterli kabul ediyor. Fakat araç ve malların imhasını<br />

isteme yetkisi müşterilere tanınmamış, haksız rekabet mağdurlarına<br />

tanınmış. Yani rakip işletmelere ya da tacirlere tanınmış bir yetki. Ayrıca<br />

yeni kanunumuzun 58. maddesinde basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının<br />

sorumluluğu da mevcut kanuna oranla oldukça genişletilmiş.<br />

Acentelik hükümlerine baktığımda şu değişiklikler yapıldığı söylenebilir.<br />

Bir acentenin taciri mahkemede temsil etme yetkisi mevcut kanunda<br />

da var, ama yeni kanun şöyle bir tereddüdü gidermek açık hüküm<br />

koymuş. Bir acente taciri mahkemede temsil ettiğinde tacir aleyhine alınan<br />

hüküm acenteye karşı icra edilemez. Biliyorsunuz bu konu bizim<br />

uygulamamızda ve doktrinimizde geçmişte ciddi problem oluşturmuştu.<br />

Başlangıçta Yargıtay kararları da hatalı çıkmıştı. Tacire karşı alınan karar<br />

sanki acenteye karşı da infaz edilebilirmiş gibi birtakım yollara gidilmeye<br />

çalışılmıştı. Sonra hatırladığım kadarıyla rahmetli Tahir Çağ Hocamızın<br />

uyarısıyla bu hatalı uygulamadan dönüldü, şimdi açık hüküm<br />

konuldu. Tacir aleyhine alınan hüküm acente o davada taciri temsil etse<br />

bile ancak tacire karşı uygulanabilir, acenteye karşı uygulanamaz diye.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!