Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Staj Eğitim Merkezi Cumartesi Forumları 4<br />
95<br />
ğı, bugünkü kanunu aynen yansıtan hükümleri söz konusu etmeyeceğim.<br />
Bir kere kefaletin şekli meselesi biliyorsunuz kefili korumak açısından<br />
son derece önemli ve bu öneme önem vermiş kanun, yeni kanun ve<br />
etraflı bir şekilde şekil meselesini yeniden ele alıp, mevcut kanuna oranla<br />
kefil için daha güvenceli bir hale getirmiş. Mesela, kefilin şöyle diyor<br />
mevcut hüküm: “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeye ve kefilin<br />
mesul olacağı muayyen bir miktar iraesine mütevakkıftır”. Yani sadece iki<br />
şey söylüyor, yazılı biçimde yapılacak ve kefilin sorumlu olacağı belirli<br />
bir miktar gösterilecek mevcut kanun, yeni kanun bunu daha ayrıntılı<br />
hale getirmiş. Yazılı şekilde olacak, azami miktar ve kefalet tarihi belirtilecek,<br />
yoksa geçersiz olur, azami miktar kefalet tarihi ve müteselsil kefaletse<br />
bu durum kefalet sözleşmesinde kefilin kendi el yazısıyla yazılacak<br />
diyor. Bu kadar ileri gitmiş, ama doğru yapmış bence kefili korumak<br />
bakımından, işte bunları söylemek lazım. Yani 583 bu konuda ayrıntılı<br />
hükümler getirmiş.<br />
Sonra 584. madde tamamıyla yeni bir hüküm, eşlerin kefil olmasını<br />
diğer eşin rızasına bağlamış. Şimdiye kadar böyle bir düzenleme yoktu.<br />
584. madde şöyle diyor: “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı<br />
olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşamak durumunda olmadıkça<br />
-mesela, boşanma halinde ayrı yaşama hakkı var ya da bir ayrılık kararı<br />
verilmiştir, mahkeme tedbiren ayrı yaşamaya karar vermiştir, vesaire<br />
bunlar olmadıkça- ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Bu rızanın<br />
sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş<br />
olması şarttır”. Yani icazetle de olmaz diyor. Bu hüküm doğrudur, doğru<br />
olmuştur, buna bir ihtiyaç vardır zaten, çünkü bir eş kefil olarak yuvanın<br />
geleceğini tehlikeye atabilir. Diğer eşin geleceğini tehlikeye atabilir,<br />
riske atabilir, bu bakımdan şeydir. “Kefalet sözleşmesinde sonradan<br />
yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin<br />
müteselsil kefalete çevrilmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin<br />
önemli ölçüde azaltılmasına sebep olmayan değişiklikler için de eşin rızası<br />
gerekmez” diyor. Demek ki, eğer kefilin sorumlu olacağı miktar artırılıyorsa,<br />
âdi kefalet müteselsil kefalete çevrilecekse, çünkü müteselsil<br />
kefalet daha ağırdır ya da kefil lehine olan güvenceler azaltılacaksa gene<br />
eşin rızası gerekir anlamında, ama keşke bir eşin diğer eş yararına kefil<br />
olmasını sulh hâkiminin kararına bağlayan eski Medeni Kanun hükmü<br />
de dursaydı. Onu kaldırdılar, Türk kadınının korunmaya ihtiyacı yok<br />
diye. Korunmaya ihtiyacı yok diyenlerin korunmaya ihtiyacı olmayabilir,<br />
ama Türk kadınının korunmaya ihtiyacı var, Anadolu kadınının mahkeme<br />
kararıyla korunmaya ihtiyacı var, o hükmü kaldırdılar maalesef.