14.01.2015 Views

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Staj Eğitim Merkezi Cumartesi Forumları 4<br />

285<br />

tartışmaya hep birlikte tanık olacağız, ama biraz önce yine Değerli Başkanımın<br />

ifade ettiği gibi cezaevinde tutuklu bulunan yazılmış kitabın<br />

yayınlanmamış kopyalarının aranması için İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi<br />

karar vermiştir. Yazarının zorunlu ikamet ettiği cezaevinde hücresinde<br />

o kitabın bulunup bulunmadığı aranmıştır, ama buna karşılık<br />

o gazetecinin söylediği sadece ve sadece duruşmalarda şudur. Gazeteci<br />

olarak benim haber kaynaklarım gizlidir. Ben bu gizlilik çerçevesinde<br />

size hiçbir şekilde bu kaynağımın ne olduğunu söylemiyorum demiştir.<br />

Bu tartışma yapılacak. Bunu niye söylüyorum Aynı şekilde bu kararın<br />

temelini oluşturan Wodvine yine İngiltere’yi mahkûm ettirmiştir. Oradaki<br />

kavram şudur, bu anlamda yasaları yapabilirsiniz, ama ölçülü olmak<br />

zorundasınız, orantılı davranmak zorundasınız.<br />

Gelelim en önemli sorulardan bir tanesine, mahkeme kararıyla insan<br />

öldürülür mü Türkiye’de yargı kararıyla bir insanın ölümüne sebep<br />

olunmuştur. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan<br />

karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından incelendiği zaman<br />

ortaya çıkan sonuç şudur. 1915 olayları nedeniyle yargının herhangi<br />

bir şekilde tarihe bakarak tarihçilerin araştırması gerektiği bir konuda<br />

hakem rolü olmamasına rağmen bu hakemliği üstlenmiş olması ifade özgürlüğünün<br />

ihlalidir demiştir. Bu ihlali gerçekleştirdiğiniz zaman siz bu<br />

anlamda Türklüğe hakaret edildiğini zanneden aşırı milliyetçilerin müdahale<br />

talebini kabul etmiş olmakla o davada yargılanan gazeteciyi tüm<br />

kamuoyuna Türklere hakaret eden bir kişi olarak gösterdiniz demiştir ve<br />

devamında Yargıtay Ceza <strong>Genel</strong> Kurul kararına baktığınız zaman Türkçeyi<br />

bilen sadece Ceza Kurul Kararında muhalefet şerhi olanla o dosyada<br />

bilirkişi raporunu veren üç bilirkişiden ibarettir. Bir başka deyişle, Avrupa<br />

İnsan Hakları Mahkemesi kararına baktığınız zaman yaşam hakkının<br />

ihlali konusu sözleşmenin 10. maddesinin 1. paragrafıyla birlikte değerlendirilmiştir.<br />

Böyle yaparsanız, bu şekilde bir karar kurarsanız en azından<br />

Türkiye’ye hakaret ettiği zannına kapılmış olan kişileri bu şekilde<br />

hedef göstermiş olmakla ortaya çıkan devletin pozitif yükümlülüğü ihlal<br />

edilmiştir denilmiştir. O halde hem 2010 yılına ait olan ilerleme raporuna<br />

baktığımız zaman, hem de içinde bulunduğumuz duruma baktığımız<br />

zaman 14 Eylül 2010 tarihli Dink kararından öğrenilmesi gerekli olan<br />

çok fazla şey vardır. Çünkü kararın içerisindeki altı çizilmesi gerekli olan<br />

noktalardan bir tanesi de şudur. Bu şekilde karar vermiş olmakla aslında<br />

mahkemeler tarafından bu kişi, yani Gazeteci Hrant Dink doğrudan<br />

doğruya Türklüğe hakaret eden ve kendisi hakkında bir nefret söyleminin<br />

doğmasına sebep olunan bir ortam yaratılmıştır denilmiştir. O halde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!