Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
248 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />
tümünü 163, 164’le denetlemeden, yani bunlarla çatışıp-çatışmadığına<br />
bakmadan ayrı bir ilişki, âdeta avukat değilmiş gibi, âdeta iki kişi arasındaki<br />
sözleşmeymiş gibi ortaya koyuyor ve bu hükümlere, sözleşme<br />
hükümlerine göre değerlendiriyor. Dolayısıyla ücret ne zaman muaccel<br />
olur, takibin bitmesi mi gerekir, asgari ücret tarifesinin altında ücret<br />
alınabilir mi, karşı yan vekâlet ücretinin ne kadarı müvekkile, ne kadarı<br />
avukata ait olacaktır gibi tartışmalarda hep sözleşmeye atıf yapılıyor. O<br />
yüzden sözleşme bu ilişkilerde çok temel ve değerli, bunlarda hüküm<br />
yoksa da 163, 164’e gitmiyor, bu konudaki teamüle, yerleşik taraflar<br />
arasındaki ilişkinin o güne kadarki geldiği biçimine, o zamana kadar<br />
yapılan ödemelerin niteliğine, vesaire bakıyor hep, çünkü diyor ki: “Bu<br />
avukat-müvekkil ilişkisi değil, müşavir ve iş sahibi arasındaki ilişkidir”<br />
Av. Filiz SARAÇ- Sözleşmenin geçerliliği ve bedelin belirlenmesine<br />
ilişkin olduğunu söyleyebileceğimiz sorular var bir grup, onları birkaç<br />
tanesini birlikte okumak istiyorum.<br />
Hakkında vesayet davası açılmış 89 yaşında bir bayan için vesayete<br />
alınmasına gerek yoktur raporuna istinaden kadının da talebiyle Medeni<br />
Kanun 429’a istinaden sadece yasal danışman atanmış. Vesayet altına<br />
alınmamışsa o kişinin yasal danışmanının onayıyla yapılmış olan avukatlık<br />
sözleşmesi geçerli midir Av. Tahir KEMAL sormuş.<br />
İkinci bir soruyu daha okuyayım: Dava açıldıktan 3-4 yıl sonra müvekkilin<br />
taahhütname başlığı altında davanın belli bir oranını avukata<br />
ödeyeceğine ilişkin taahhüdü ücret sözleşmesi olarak mı, yoksa tek taraflı<br />
taahhüt olarak mı yorumlamak gerekir Kübra Sivrikaya meslektaşımız<br />
sormuş.<br />
Murat AYDIN- Dediğim gibi Medeni Kanun’daki vesayet veya kanuni<br />
temsilciliklere ilişkin düzenlemeler konusunda çok ayrıntılı bir şey söylemek<br />
istemem, çok bildiğim bir alan değil, ama şunu söyleyebilirim: Kanuni<br />
temsilci burada onay vermiş ve bu onayla ilgili bir tartışma yoksa,<br />
kanuni temsilci yetkisini aşmamışsa, yetki sınırları kapsamındaysa bu<br />
şekilde yapılacak sözleşme geçerli olacaktır. O vesileyle bir şey daha söyleyeyim:<br />
Tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerle karşılaşıyoruz avukatlıkta,<br />
bu çok olur. Mesela, çocuk cezaevindedir, babası sözleşme yapar<br />
avukatla. Burada müvekkil çocuktur, sanıktır, yargılanan kişidir -çocuk<br />
dediğime bakmayın, bazen yetişkin de olur, cezaevindedir, teknik hukuk<br />
anlamında çocuk demiyorum- cezaevindeki kişi müvekkildir, ama<br />
avukatlık sözleşmesinin tarafı babasıdır, dolayısıyla ücret borcu babaya<br />
aittir, hizmet alacağı çocuğa aittir. Avukat hizmet bakımından sorumlu-