14.01.2015 Views

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

288 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />

ğü ve ifade özgürlüğü konusunda oldukça doyurucu bir bilgilendirme<br />

aldık. Şimdi salonda bazı soru işaretleri dolu bakışlar da görüyorum. O<br />

yüzden müsaade ederseniz hiç yorum yapmadan sadece bu konuyla ilgili<br />

teknik bir iki bilgi vermek istiyorum. Özellikle bu Avrupa İnsan Hakları<br />

Mahkemesi kararları ya da Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi Türk hukukçusu<br />

olarak bizi ne kadar ilgilendiriyor Bu konuda belki bir hafızalarımızı<br />

tazeleme ihtiyacımız vardır diye bunu söylüyorum. Çünkü biraz<br />

önce söylediğim gibi Anayasamızın 26 ve 28. maddesinde ifade özgürlüğü<br />

ve basın özgürlüğü yerini bulmakla birlikte Anayasanın 90. maddesine,<br />

2004’deki değişiklikle eklenen, son fıkraki, son cümle çok önemli. Bu<br />

cümleyi müsaade ederseniz bir daha okumak istiyorum, usulüne göre<br />

yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla,<br />

dikkat ederseniz burada Anayasamız bir ayrım yapıyor. Milletlerarası<br />

anlaşmalar hala kanun hükmünde genel olarak, ama temel<br />

hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalara ayrı bir fasıl açıyor<br />

ve diyor ki, “Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmalarla<br />

kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek<br />

uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınır”.<br />

İfade özgürlüğü biz savunma görevini yürüten avukatlar için çok<br />

önemli. Çünkü ifade özgürlüğü bize Türkiye Cumhuriyeti Anayasası<br />

marifetiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarını ve Avrupa<br />

İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesini Türkiye’deki ceza yargılamasında<br />

dile getirme ve eğer orada bu haklar daha geniş tanımlanıyorsa,<br />

Türk içtihatlarına, yargı içtihatlarına göre daha geniş tanımlanıyorsa Avrupa<br />

İnsan Hakları Mahkemesi yargılamasını beklemeden yerel mahkeme<br />

önünde bunlardan faydalanma imkânını sunuyor. O açıdan bunu<br />

söyledikten sonra Üstadımızın da belirttiği iki tane Avrupa İnsan Hakları<br />

Mahkemesi kararını da hiç yorum katmadan birer cümleyle okuyacağım,<br />

ondan sonra da sorulara geçeceğim. Bahsedilen Castel İspanya<br />

kararını okuyorum. Hükümet söz konusu olduğunda, izin verilebilecek<br />

eleştiri sınırları bir vatandaş veya bir politikacı için olduğundan çok geniştir.<br />

Demokratik toplumda hükümetlerin yaptıkları sadece yasama ve<br />

yargının değil, basının da denetimine tabidir. Hükümet üstün konumu<br />

nedeniyle medyanın haksız eleştirilerine cevap vermek için başka yolları<br />

varken onları denemeli, cezai kovuşturmadan mümkün olduğu ölçüde<br />

kaçınmalıdır. Bu Fikret Beyin belirttiği Castel kararı.<br />

Yine Lingens kararında da hukukun üstünlüğüne göre yönetilen, ki<br />

bizim Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir,<br />

bir devlette basın ayrıcalıklı bir role sahiptir. Gazetecilerin ifade

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!