Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
Genel Yayın Sıra No - İstanbul Barosu
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
96 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />
Kadını korumak adına çok yanlış olmuştur. Bu hükmü destekliyorum,<br />
onun kaldırılmasını da benimsemiyorum.<br />
586. maddeden de bir parça söz etmek istiyorum. Adi kefaletle müteselsil<br />
kefalet arasındaki temel fark şu: Malum adi kefalette önce borçluya<br />
gideceksiniz, alamazsanız kefile geleceksiniz. Müteselsil kefalette<br />
istediğinize gidersiniz, ama yeni kanun kefili korumak bakımından çok<br />
gayret sarf etmiştir ve bunun bir başka görünümü olarak da müteselsil<br />
kefaleti adi kefalete yaklaştırmıştır. Şöyle diyor bakın 586. madde: “Kefil<br />
müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük<br />
altına girmeyi kabul etmişse alacaklı borçluyu takip etmeden<br />
veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun<br />
için borçlunun ifada gecikmesi”, şimdi bunu dedikten sonra<br />
şunu dememesi lazımdı: “Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi<br />
ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması<br />
gerekir” . Yani müteselsil kefalet nerede kaldı o zaman Demek ki, önce<br />
gene borçluya gidecek. İfada gecikecek, ihtar çekecek, ihtar sonuçsuz<br />
kalacak veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içine düşecek borçlu, ondan sonra<br />
müteselsil kefile gideceksin. O zaman müteselsil kefil adi kefalete bir<br />
hayli yaklaşmıştır, bu anlamsız olmuştur.<br />
Söylenecek çok şey var ve kazınacak çok yanlış var. Bir Nasrettin<br />
Hoca fıkrasıyla bitirmek istiyorum: Şimdi hoca kitap okuyormuş, bir de<br />
yanında kocaman bir pala varmış. Demişler ki: “Hoca kitap okuyorsun,<br />
bu bıçak ne geziyor Hem de kocaman bıçak” “Oğul, kitaptaki yanlışları<br />
kazımak için” demiş. O zaman silgi falan yok tabii. “Hocam, küçücük<br />
bir bıçak yeter, kocaman bir pala” “O kadar büyük yanlış var ki, bu bile<br />
yetmiyor” demiş. Burada da öyle yanlışlar var, ama sevabıyla, günahıyla<br />
yeni bir Borçlar Kanununu beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim.<br />
Şimdi efendim, bu sorulardan birbirine benzeyenleri belki de bir grup<br />
altında toplamak lazım. Önce gördüğüm şunu söyleyeyim: Yeni Borçlar<br />
Kanunu madde 55, fıkra 2’yi biraz açabilir misiniz Rücu edilemeyecek<br />
haller neler olabilir Bir trafik kazasında sigorta şirketi veya SGK rücu<br />
imkânım yok, ödemem mi diyecektir<br />
Hayır, rücu imkânım yok, ödemem demeyecektir. Tabii SGK mevzuatına<br />
bakmadan bir şey söyleyemem, ama eğer rücu edebilirsin veya<br />
edemezsin, yani rücu etmesi daha doğrusu mümkün değilse mevzuata<br />
göre o zaman rücu edilemeyecek bir şeydir. Yani şunu söylemek istiyor,<br />
kanun tabii çok açık değil, belki özel kanunlarla da bu tür sigortalar, ve-