19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kesi olunca, nemâzı kazâya bırakmak câiz olur. Fekat, bu nemâzları<br />

özr bitince, bir def’ada hemen kılmalı, ya’nî kazâ etmelidir.<br />

Nemâz, adaleyi ve sinirleri kuvvetlendiren hareketler topluluğu<br />

olduğu gibi, kalbi ve ahlâkı temizlemekdedir.<br />

Oruc, senede bir ay, ya’nî Ramezân ayında, yalnız gündüzleri<br />

orucu bozan şeylerden uzaklaşmak demekdir. Orucun, dünyâdaki<br />

fâidelerinden biri insanlara açlığın ve susuzluğun ne demek olduğunu<br />

öğretmekdir. Tok, hiç bir zemân açın hâlinden anlamaz ve<br />

ona merhamet etmez. Oruc, bundan başka, nefse hâkimiyyeti<br />

ta’lîm eder. Oruc tutma zemânı, arabî aya göre ta’yîn edildiğinden,<br />

her sene evvelki seneye göre takrîben on gün evvel başlar. Bu sebebden<br />

ba’zan yaza, ba’zan kışa isâbet eder. Yaz orucuna dayanamayan<br />

hasta kimseler, orucu kışın kazâ edebilecekleri gibi, oruc<br />

tutamayacak olan çok ihtiyâr kimseler, oruc mukabilinde (Fidye),<br />

ya’nî fakîrlere sadaka vererek bu borçlarını edâ edebilirler. Bunu<br />

da veremiyenleri Allahü teâlâ mes’ûl tutmaz.<br />

İslâm dîninde, zor, işkence yokdur. Sıhhatini fedâ ederek, hastalanarak<br />

ibâdet etmeği Allahü teâlâ hiçbir zemân istememişdir.<br />

Allahü teâlâ, çok kerîm, gafûr ve rahîmdir. Tevbe edenleri afv edici<br />

ve merhametlidir.<br />

Zekât, kazancı yerinde ve ihtiyâcından fazla malı (Nisâb) denilen<br />

mikdârı, sınırı aşan müslimânın elindeki toplu servetin yüzde<br />

ikibuçuğunu, ya’nî kırkda birini senede bir def’a muhtaç olan müslimânlara<br />

vermesi demekdir. Bu farz, varlıklı müslimânlar içindir.<br />

Kazancı ancak kendi geçimine kifâyet eden müslimânlar zekât vermez.<br />

Hac ise, hiç bir borcu bulunmıyan ve seyâhatde iken âilesinin<br />

nafakasını onlara bırakabilen zengin müslimânların ömrlerinde bir<br />

kerre Mekke şehrine gidip Kâ’beyi ziyâret ve Arafât meydânında<br />

Allahü teâlâya düâ etmeleri demekdir. Hac, bu şartları hâiz olan<br />

müslimânlara farzdır. Mekkeye gidip gelmekde hayât tehlükesi,<br />

hasta olmak korkusu veyâ hacca gitmek isteyenin bedenen dayanamıyacağı<br />

müşkilât varsa, hacca gitmez. Yerine başkasını gönderir.<br />

Bu ibâdetlerin teferruâtını, şartlarını ve doğru olarak nasıl edâ<br />

edileceklerini öğrenmek için, dört mezhebin, ayrı ayrı (ilmihâl) denilen<br />

kitâbları vardır. Her müslimânın, kendine kolay gelen bir<br />

mezhebi seçerek, ibâdetlerini bu mezhebin kitâblarından okuyup<br />

öğrenmesi lâzımdır.<br />

İslâmın ibâdet kısmı Allahü teâlâ ile kul arasında kalır. Bu ibâdetde,<br />

ihmâl veyâ kusûru olanları ancak Allahü teâlâ afv eder ve-<br />

– 107 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!