19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

(Orel Roberts Üniversitesinin mu’allim ve talebeleri ile İsrâîli<br />

gezmeğe gitmişdik. Yanımızda bulunan ve bu üniversiteyi kurmuş<br />

olan katolik din adamlarının ileri gelenlerinden Oral Roberts, kendisini<br />

ziyâret etdiğimiz İsrâîlin eski başvekillerinden Ben Guriona,<br />

bir (Kitâb-ı mukaddes) hediyye etdi. Kitâb-ı mukaddesin başında<br />

(Ahdi atîk) ya’nî Tevrât kısmı bulunuyordu. Roberts, Ben Gurion’dan<br />

bu kutsâl kitâbdan en sevdiği bir parçayı okumasını ricâ etdi.<br />

Ben Gurion bu ricâyı bir tebessümle karşıladı. Evinin önündeki<br />

küçük bağçede, bir ağacın altına oturduk. Hepimiz susmuşduk.<br />

Dikkat ile kendisini dinliyorduk. Ben Gurion, kitâb-ı mukaddesi<br />

açdı ve birkaç sahîfe çevirdikden sonra şu parçayı okudu: (Allah,<br />

insanı kendisine en çok benzeyen bir şeklde ve erkek ve kadın olarak<br />

yaratdı). [Tekvîn, bâb 1, âyet 27] Ben, (Allah Allah, bula bula<br />

bu cümleyi mi buldu?) diye düşündüm. Onun Tevrâtın çok dahâ<br />

yüksek ma’nâlı kısmlarından, meselâ (Tekvîn = Yaratılış) veyâ<br />

(Evâmir-i Aşere = On emr) gibi bahslerden bir parça okuyacağını<br />

zan etdiğim için yüzümü ekşitdim. Bu sahneyi almakda olan televizyon<br />

fotoğrafcısına bir işâret verdim. Bu işâret, (nâfile zahmet<br />

etme, bu sözleri televizyonla dünyâya yaymağa değmez!) ma’nâsına<br />

geliyordu.<br />

Fekat biraz sonra Ben Gurion, niçin bu cümleyi seçdiğini âdetâ<br />

vecde gelerek, şöylece îzâh etdi: (Dahâ biz Amerikalı, Rusyalı,<br />

İsrâîlli veyâ Mısrlı olmadan evvel, dahâ biz hıristiyan, müslimân<br />

mecûsî, yehûdî v.s. olmadan evvel, ya’nî bugün insanları birbirinden<br />

ayıran memleket, devlet, din, inanç ve benzeri farklar meydâna<br />

gelmeden evvel, hepimiz yalnız Allahü teâlâ tarafından yaratılan<br />

bir erkek ve kadındık. Bu, bütün büyük dinlerin bize öğretmek<br />

istediği en büyük hakîkatdır. Niçin bunu anlamıyor ve birbirimize<br />

düşman oluyoruz? Hepimiz elele verelim ve Allahü teâlâdan bu<br />

hakîkati anlamamıza yardım etmesi için düâ edelim.)<br />

Hepimizin başı öne düşdü. Din adamı Roberts hepimiz nâmına<br />

(Âmîn) dedi. Ben Gurion, hakîkaten en güzel cümleyi bulmuşdu.<br />

İsrâîlden dönerken aklımda hep bu cümle vardı. Biz bütün insanlar<br />

birbirimizin aynıyız. Allahü teâlânın kullarıyız. Ona giden<br />

yol tekdir. Bu yol, İbrâhîm, Mûsâ, Îsâ ve en sonunda Muhammed<br />

aleyhimüsselâmın bildirdikleri îmân yoludur. Bu yoldan gidenler<br />

selâmete erişecekdir. İnsanlar, Peygamberlerin yolundan ayrılmakla<br />

en büyük hatâyı işlemişlerdir. Bu yüzden yollarını şaşırmışlar,<br />

ahlâkları bozulmuş, hattâ Allahü teâlâyı unutmuşlardır. Dünyânın<br />

sulha ve selâmete kavuşması için, insanların hatâlarını anlaması<br />

ve doğru yola dönmeleri îcâb eder.)<br />

– 155 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!