19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

çin mahv ve perîşân olacaklar? Birçok milletler, niçin hemen hıristiyan<br />

olmuyorlar?) gibi süâller soruyordum.<br />

Bu esnâda Hindistânda vazîfe görmüş olan bir misyonere tesâdüf<br />

etdim. O bana, (Müslimânlar çok inatçıdır. Ne kadar uğraşsam,<br />

onları aslâ hıristiyan yapamıyorum. Onlar hakîkî dînin hıristiyanlık<br />

değil, müslimânlık olduğunu ileri sürüyor ve dinlerini değişdirmek<br />

için yapdığım bütün gayretlerim netîcesiz kalıyor) diye<br />

dert yandı. Bu sözler, müslimânlık hakkında duyduğum ilk ta’rîf<br />

oldu. İçimde, hem müslimânlığa karşı bir merak, hem de dinlerine<br />

bu kadar sâdık olan müslimânlara karşı büyük bir takdîr hissi<br />

uyandı. (Şu müslimânlığı biraz yakından tedkîk edeyim) dedim.<br />

Üniversitede (Şark Edebiyyâtı) derslerini ta’kîbe başladım. Şarklıların,<br />

bizim inandığımız (üç tanrı) akîdesini red ederek, akl-ı selîme<br />

tam muvâfık olan (Tek Allah) akîdesini kabûl etdiklerini gördüm.<br />

Îsâ aleyhisselâm, kendi dînini neşr ederken muhakkak, bir<br />

tek Allahdan ve kendisinin yalnız Onun bir kulu ve Peygamberi<br />

olduğundan bahs etmişdi. Onun bahs etdiği Allah, muhakkak,<br />

merhametli bir Allah olmalıydı. Hâlbuki, bu güzel ve doğru îmân,<br />

birtakım ma’nâsız efsâneler, sonradan eklenen hurâfeler, puta tapanların<br />

hıristiyanlığa sokduğu bid’atler arasında gayb olup gitmiş,<br />

merhametli ve müşfik tek Allah yerine, kendisine ancak râhibler<br />

vâsıtası ile erişilebilinen, insanları dahâ doğarken günâhkâr<br />

halk eden bir üçlü tanrı zuhûr etmişdi. O hâlde, sâf ve temiz (tek<br />

Allah) akîdesini insanlara tekrâr telkîn için yeni bir dîne, yeni bir<br />

Peygambere lüzûm vardı. Avrupa, o sıralarda yarı barbar bir hâldeydi.<br />

Bir tarafdan vahşî kavmler memleketleri isti’lâ ediyor, bir<br />

tarafdan ufak bir zümre, din perdesi altında, her dürlü kötülüğü,<br />

fenâlığı yapıyordu. İşte insanlık böyle feci’ bir hâlde iken ve temâmiyle<br />

putperestliğe ve dinsizliğe dönmüşken, Îsâ aleyhisselâmdan<br />

[târîhcilere göre] altı asr sonra, şarkda Allahü teâlânın son Peygamberi<br />

Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” zuhûr<br />

ederek, insanlara hakîkî Allahın hakîkî dînini telkîne başladı ki,<br />

bu dînin esâsını, tek hâlıka îmân etmek teşkîl ediyordu.<br />

Ben bunları okuyup öğrenince, Muhammed sallallahü teâlâ<br />

aleyhi ve sellemin, Allahü teâlânın son ve hakîkî Peygamberi olduğuna<br />

inandım. Çünki:<br />

1) Yukarıda da söylediğim gibi, insanların yeni bir Peygambere<br />

ihtiyâcları vardı.<br />

2) Benim, Allahü teâlâ hakkındaki bütün düşüncelerim, bu büyük<br />

Peygamberin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” neşr etdiği dîne<br />

temâmen uyuyordu.<br />

– 240 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!