19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu tefsîri, Hüseyn Vâ’iz kâşifî “rahime-hullahü teâlâ” [1] , Hirât şehrinde,<br />

bu hıristiyan madam dünyâya gelmeden üçbuçuk asr evvel<br />

yazmışdır. Osmânlı sultânları ve âlimleri, bu tefsîrin çok kıymetli<br />

olduğunu bildirmişler, türkceye terceme ederek, (Mevâkib) tefsîri<br />

ismini vermişlerdir. Madrasda câmi’de la’net olunan kimse, İslâm<br />

dînini bozmak isteyen bir zındık, bir islâm düşmanı idi.<br />

Kur’ân-ı kerîme yanlış, bozuk ma’nâ verdiği için la’net olunmuşdur.<br />

Ona la’net edenler, fârisî ve hind dilinde kitâblar yazmış olan<br />

büyük islâm âlimleri idi.<br />

Şimdi diğer bir yabancı kadının bu husûsda neler düşündüğünü<br />

inceliyelim. Aşağıdaki satırlar, 1881 ile 1907 [1325] seneleri<br />

arasında İstanbulda yaşamış olan İngiliz bayan Dorina L. Neave’ın<br />

(Twenty six years on the Bosphorus = Boğaziçinde 26 yıl)<br />

ismindeki eserinden alınmışdır.<br />

Bayan Neave de, müslimânların kibârlığından, diğer din mensûblarına<br />

karşı gösterdikleri nezâketden bahs etdikden sonra,<br />

kendisine göre, İslâm dîninde gördüğü ba’zı noktalara temâs ediyor<br />

ve bunlardan şikâyet ediyor. Şimdi onun yazdıklarını okuyunuz:<br />

(Burada Muharrem âyîni diye bir müslimân merâsimi var. Bu<br />

kadar sene İstanbulda kalmama rağmen, ben bu merâsimi görmeğe<br />

gitmedim. Çünki gidenlerin anlatdıklarına göre, bu müslimân<br />

merâsimi çok feci’, çok vahşî imiş. İnsanlar yarı beline kadar çıplak<br />

olarak oraya geliyor, (Yâ Hasen, Yâ Hüseyn) diye bağırarak<br />

ellerinde bulunan zincirleri vücûdlarına şiddet ile vurmakda ve<br />

kan revân içinde kalmakda imişler).<br />

Bayan Neave dostlarının iştirâk etdiği bir Rıfâ’î âyîni hakkında<br />

da şunları yazıyor: (Dostlarımın anlatdığına göre, feryâd eden<br />

dervişler [ya’nî Rıfâ’îler] bele kadar çıplak bir hâlde, sıraya girmişler.<br />

Yüksek sadâ ile şehâdet getiriyor, aynı zemânda yavaş yavaş<br />

öne arkaya doğru sallanıyorlarmış. Ondan sonra hareketlerini<br />

gitdikçe hızlandırarak, bir yandan da korkunç çığlıklar ve nâralar<br />

atarak, âdetâ bir nev’ vecde gelerek veyâ sar’a nöbetine kapılarak,<br />

kendilerini gayb edinciye kadar havalarda sıçrayıp duruyorlarmış.<br />

Ellerindeki bıçakları vücûdlarına saplıyorlarmış. Aralarında,<br />

kan içinde kalıp, yere yuvarlananlar da varmış. Bu hâlde<br />

iken, onların tam mubârek ve kudsî bir hâle geldiğini kabûl eden<br />

[1] Hüseyn Vâ’iz 910 [m. 1505] de Hirâtda vefât etdi.<br />

– 401 – <strong>Herkese</strong> Lâzım <strong>Olan</strong> Îmân: F-26

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!