19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

çeleri kurulmuş, her taraf yeşilliğe bürünmüşdü. Câmi’in etrâfında,<br />

diğer bağçeler, havuzlar, fiskiyeler, çeşmeler vardı. Müslimânların<br />

abdest alabilmesi için birçok şadırvanlar yapılmışdı. Câmi’in<br />

zemîni, en kıymetli mermer ve süslü tahtalar ile işlenmişdi. Tavanın<br />

yapılması için kullanılan kıymetli Lübnan tahtaları, ayrı bir<br />

güzellik, ayrı bir heybet veriyordu. Dıvar ve tavanlarda oymalar,<br />

işlemeler ve çok güzel yazılar vardı. İnsan, câmi’e girip bir göz atsa,<br />

sanki bu muhteşem sütun ormanı bitmiyecek gibi görünüyordu.<br />

Geceleyin, binlerce gümüş kandillerden fışkıran renkli ışıklar,<br />

câmi’i aydınlatıyordu.<br />

1041 [m. 1632] senesinde Mısrda vefât eden meşhûr târîhçi Ahmed<br />

El-Makkarî, (Nehy-ut-tîb min-gasni Endülüs-ir-ratîb) kitâbında,<br />

bu câmi’den bahs ederken, onu aydınlatan lâmba ve kandillerin<br />

7425 adet olduğunu, bunların senenin normal günlerinde<br />

yarısının geceleyin yakıldığını, Ramezân ve bayramlarda, diğer<br />

mübârek gecelerde ise, hepsinin yandığını, lâmba ve kandillerin<br />

yanması için, senede 24000 okka zeytinyağı sarf edildiğini, ayrıca<br />

câmi’e güzel koku vermek için, her sene 120 okka amber ve öd<br />

ağacı yakıldığını yazmakdadır.<br />

Minârelerin tepesinde nar şeklinde başlıklar bulunuyordu. Bu<br />

başlıklar, mücevherler, inciler, zümrüdlerle süslenmiş, taş araları<br />

altın parçaları ile örtülmüşdü. Lübnanda hıristiyan papazların<br />

yazdığı (Müncid) lügat kitâbında, Kurtuba câmi’inden iki nefîs<br />

manzara resmi vardır.<br />

Hıristiyanlar, 897 [m. 1492] de Endülüs Devletini mahv edip<br />

Kurtubaya girince, ilk iş olarak, bu câmi’e saldırdılar. Bu çok güzel,<br />

haşmetli binâya atlarıyla girdiler. Câmi’e sığınmış olan müslimânları,<br />

merhametsizce boğazladılar. O kadar ki, câmi’in kapılarından<br />

kan akmaya başladı. Ondan sonra, altın minberi parçalıyarak<br />

aralarında taksîm etdiler. Fildişinden yapılmış rahleleri paylaşdılar.<br />

Minberde saklanan ve Osmân radıyallahü anhın yazdığı<br />

Kur’ân-ı kerîmin bir eşi olan inci ve zümrüdle işlenmiş nefîs Mıshaf-ı<br />

şerîfi ayaklarının altına alarak çiğnediler. Böylece, minber<br />

ve Kur’ân-ı kerîm, bu iki eşsiz nefîs eser, temâmen yok edildi.<br />

Vahşî İspanyollar, bütün müslimân ve yehûdîleri kılıç tehdîdi ile<br />

zorla hıristiyan yapdılar. Ellerinden kaçabilen yehûdîler, Osmânlı<br />

devletine ilticâ etdiler. Bugün, Türkiyede bulunan yehûdîler,<br />

bunların torunlarıdır. Hâlbuki, müslimânlar, ilk def’a bu memleketleri<br />

zapt etdikleri zemân, orada yaşayan hıristiyan ve yehûdîlere<br />

hiç dokunmamış, onların kendi dinlerine göre ibâdet etmele-<br />

– 387 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!