19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

23<br />

MUHAMMED JOHN WEBSTER<br />

(İngiliz)<br />

Ben Londrada, tam bir protestan terbiyesi alarak yetişdim.<br />

1930 senesinde, dahâ genç bir talebe iken, her genç gibi ba’zı hâdiselerle<br />

karşılaşıyor, bunları anlamağa çalışıyordum. Bunlardan<br />

birisi, din ile dünyâ arasında bir münâsebet aramak, ya’nî râhat ve<br />

huzûr içinde yaşamak için, dinden nasıl fâidelenebileceğimi düşünmek<br />

oldu. O zemân, ilk def’a olarak, farkına vardım ki, mensûb<br />

olduğum hıristiyan dîni, bu husûsda çok za’îf ve çok âciz. Zîrâ<br />

hıristiyanlık, dünyâyı yalnız fenâlıklarla dolu bir işkence yeri, insanları<br />

günâhkâr doğan mahlûklar olarak kabûl ediyor. Onlara hayâtda<br />

râhat bir yol göstermek şöyle dursun, her yapdıkları işin günâh<br />

olduğunu, bu günâhdan kurtulmak için, hiç bir çâre bulunmadığını,<br />

insanlar için ancak râhiblerin Allahü teâlâya düâ edebileceğini<br />

söylüyordu. Hıristiyanlık, insanları temâmen başı boş bırakmış<br />

ve yalnız pazar günleri, insanı hiç bir sûretde tatmîn etmiyen<br />

bir (kilise havası) içinde ibâdete teşvîk etmişdir. O senelerde, İngilterede<br />

büyük bir ekonomik buhran ve fakîrlik vardı. İnsanlar<br />

hayâtlarından ve hükûmetden hiç memnûn değildi. Hıristiyanlık,<br />

onlara bu ızdırâb dolu günlerde hiç yardım etmiyor, insanlar ondan<br />

bir tehammül kudreti bulamıyorlardı. Bu keyfiyyet, benim<br />

üzerimde çok fenâ bir te’sîr yapmışdı. Aklımdan çok, hislerime kapılarak,<br />

dînin ma’nâsız bir şey olduğuna karâr verdim. Hıristiyanlığı<br />

red ederek, kendimi, birçok gençler gibi, dinsizliğe ve komünizme<br />

verdim.<br />

Komünistlik, uzakdan işitilince gençlere bir haz veriyordu.<br />

Çünki, ekonomik sıkıntılar içinde bunalan ve yaşama kudreti bulamayan<br />

genç nesl, servet ve rütbe farkını ortadan kaldırdığını iddi’â<br />

eden komünizmi bir kurtarıcı olarak görüyordu. Fekat, kısa<br />

bir zemân sonra, farkına vardım ki, komünizmin iddi’âları, yalnız<br />

bir propagandadan ve boş lafdan ibâretdir. Onlarda da, hem rütbe,<br />

hem servet farkı aynen vardı. Her şey, her memleketde aynı<br />

idi. Bunun üzerine komünistlikden vaz geçerek, kendimi felsefeye<br />

verdim. Böylece kendimi, bir (panteist) olarak, (Vahdet-i vücûd)<br />

i’tikâdında olarak, yetişdirmeğe başladım.<br />

Garb memleketlerinde, islâmiyyet ile temâs etmek çok müşkildir.<br />

Çünki, orada islâmiyyete karşı, tâ Haçlı seferlerinden kalma<br />

bir düşmanlık vardır. Avrupalılar hiç tanımadıkları islâmiyyeti,<br />

nefret ile red ederler. Çocuklarını müslimân düşmanı olarak<br />

yetişdirirler. Müslimânlıkdan bahs etmek çok ayıp sayılır. Birisi<br />

– 213 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!