19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

seyr etdim ve dinledim. Üzerimde o kadar büyük bir te’sîr yapdı<br />

ki, âdetâ kendimden geçdim. Artık kendimi müslimân olmuş kabûl<br />

ediyor, müslimânların ellerini bir kardeş olarak sıkıyordum.<br />

Câmi’deki hissiyâtımı, 1955 yılında (Pâkistan Quarterly) mecmû’asının<br />

4. sayısında şöyle nakl ediyordum:<br />

(Bu sefer, dahâ küçük bir câmi’e gitdik. Bu câmi’de çok iyi ingilizce<br />

bilen ve Pençab Üniversitesinde profesörlük yapan bir âlim<br />

va’z verecekdi. Kendisi va’z verirken onu dinleyenlere: (Bugün<br />

aramızda uzak bir yerden, Hollandadan gelmiş bir müslimân kardeşimiz<br />

var. Onun da iyi anlaması için urdu diline dahâ fazla İngilizce<br />

kelimeler karışdıracağım) dedi ve çok güzel bir va’z verdi.<br />

Ben dikkat ile dinledim. Va’z bitdikden sonra, câmi’den ayrılmak<br />

isterken, beni oraya getiren Allâme Sâhib, beni dikkat ile seyr<br />

eden müslimân kardeşlerin, benim de bir şeyler söylememi arzû<br />

etdiklerini, kendisinin benim söyleyeceklerimi Urdu diline terceme<br />

edeceğini bana bildirdi. Bunun üzerine ben de onlara şunları<br />

söyledim: (Ben tâ uzakdan, Hollanda ismli memleketden geliyorum.<br />

Orada bulunduğum yerde çok az müslimân vardır. Bu adedi<br />

az olan müslimânlar size selâmlarını bildirmeğe beni me’mûr etdiler.<br />

Sizin istiklâlinizi kazanmış olmanıza ve böylece dünyâda yeni<br />

bir müslimân devleti dahâ kurulmuş bulunmasına çok seviniyorum.<br />

Yedi sene evvel kurulmuş olan Pâkistân, vaz’ıyyetini temâmiyle<br />

sağlamlaşdırmağa muvaffak olmuşdur. Başlangıçda çekdiğiniz<br />

birçok müşkilâtdan sonra, artık memleketiniz ferâha kavuşmuşdur<br />

ve sür’at ile terakkî etmekdedir. Pâkistânın âtîsi, geleceği<br />

çok parlakdır. Ben memleketime döndüğüm zemân, vatandaşlarıma<br />

sizlerin ne kadar nâzik, kibâr, cömerd ve misâfirperver olduğunuzu<br />

uzun uzadıya anlatacağım. Bana karşı gösterdiğiniz büyük<br />

muhabbeti hiç bir zemân unutmıyacağım). Bu sözlerimi Allâme<br />

Sâhib, urdu diline terceme edince, câmi’deki bütün müslimânların<br />

yanıma koşarak, ellerimi sıkmağa ve beni tebrîk etmeğe başladıklarını<br />

büyük bir zevk ile gördüm. Kalblerinden gelen bu candan<br />

kardeşlik tezâhürü, beni son derece mesrûr etdi. Ben artık temâmiyle<br />

müslimân kardeşler câmi’asına girdiğimi görüyor ve kendimi<br />

çok bahtiyar his ediyordum.)<br />

Pâkistânlı müslimân kardeşler, bana islâmiyyetin yalnız nazariyyelerden<br />

ibâret olmadığını gösterdiler ve isbât etdiler ki, islâmiyyet<br />

her şeyden önce ahlâk güzelliğidir ve bir insanın iyi bir<br />

müslimân olması için, çok temiz ahlâklı olması lâzımdır.<br />

Şimdi ikinci süâle, ya’nî (sizi islâmiyyete en çok ne çekdi?) süâlinize<br />

cevâb vereyim:<br />

– 189 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!