19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yanında Roma kilisesini, ya’nî katolikliği de biraz tedkîk etdim.<br />

Gördüm ki, katoliklerin i’tikâdları, İngiliz kilisesine bağlı protestanların<br />

i’tikâdlarından dahâ fazla hurâfelerle doludur. Hele, katoliklerin<br />

Papaya bağlı olmaları ve onu günâhsız kabûl ederek ona<br />

âdetâ yarı ilahlık vermeleri, onlardan dahâ fazla nefret etmeme sebeb<br />

oldu.<br />

Şimdi yüzümü şarka çevirerek, şark dinlerini incelemeğe başladım.<br />

Mecûsîlerin dînini hiç beğenmedim. Çünki bunlar, râhib sınıfına<br />

pek çok imtiyâzlar veriyorlardı. Paryalara ise, âdetâ hayvan<br />

mu’âmelesi yapıyorlardı. Fakîre şefkat elini uzatmak akllarına gelmiyordu.<br />

Onların fikrince, bir insan fakîrse, bu onun kendi kabâhatiydi.<br />

Eğer, hiç ses çıkarmadan, şikâyet etmeden çile doldurursa,<br />

belki râhiblerin düâsı sâyesinde hâli dahâ iyi olabilirdi. Bu fikri,<br />

râhibler ehâlinin kendilerinden korkması ve onlara sıkı sıkı<br />

bağlanması için yayıyorlardı. Onun için, mecûsîliği nefret ile karşıladım.<br />

Hele mecûsîlerin, hayvanlara da tapması, nefretimi artdırdı.<br />

Böyle bir din, hak din olamazdı.<br />

Budistliğe gelince, budistler felsefî düşünce ve inançlara bağlıydılar.<br />

Onlar bana, eğer gayret edecek olursam, çok uğraşırsam,<br />

gereken fedakârlıkları yaparsam, büyük kudretlere varacağımı ve<br />

dünyâ ile âdetâ kimyâ tecribeleri yapar gibi, oynayabileceğimi<br />

söylediler. Fekat budistlikde, ben hiçbir ahlâk kâ’idesi bulamadım.<br />

Burada da râhibler, diğer insanlardan farklıydılar ve onlardan çok<br />

dahâ yüksek bir mevkı’de bulunuyorlardı. Bana, hakîkaten insanı<br />

hayretlere düşüren birçok ma’rifetler öğretdiler. Fekat bunların<br />

din ve Allah ile hiçbir ilgisi yokdu.<br />

Bu ma’rifetler, spor veyâ hokkabazlık yapar gibi vakt geçirmeğe,<br />

bunları bilmiyenleri hayrete düşürmeğe yarıyordu. İnsanın rûhunu<br />

temizlemekden ve onu Allahü teâlânın rızâsına, muhabbetine<br />

yaklaşdırmakdan çok uzakdı. Allahü teâlâ ile ve Onun yaratdığı<br />

varlıklarla hiç bir ilgisi yokdu. Biricik fâideleri, insanı tâm disiplin<br />

sâhibi yapmasıydı.<br />

Buda, muhakkak ki çok okumuş, zekî bir insandı. O, insanlardan<br />

her şey için fedâkârlık istiyordu. (Bir fenâlığa karşı koyma!),<br />

(Bütün arzû ve ihtirâsları terk et!), (Yarını düşünme!) gibi emrler<br />

veriyordu. Îsâ aleyhisselâm da, aynı şeyleri söylemiyor muydu?<br />

Fekat insanlar, bu gibi emrleri, ancak hıristiyanlığın başında, dahâ<br />

îsevîlik tertemiz iken ta’kîb etmişler, sonra bırakmışlardı. Budistlerde<br />

de, aynı hâli gördüm. Eğer insanlar, Îsâ aleyhisselâm veyâ<br />

Buda kadar temiz olabilseler, belki onların gösterdiği yollardan<br />

giderek Allahü teâlânın rızâsına kavuşabilirlerdi. Ama bugün<br />

– 218 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!