19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sanlarla birlikde öğreniyordu.<br />

Şimdi, Kur’ân-ı kerîmin hakîkaten en büyük bir mu’cize olduğunu<br />

gösteren ikinci bir husûsa, onun tertîb tarzına temâs edeceğiz:<br />

Bugünkü, en yüksek medeniyyet asrında insanların kullandıkları<br />

bilgisayarlarla Kur’ân-ı kerîm incelendiği zemân, akl almaz derecede<br />

mu’azzam bir matematik esâs üzerine kurulduğu anlaşılır.<br />

Netîce, insanın aklını durduracak kadar mühimdir. Bu netîce ancak<br />

Allahü teâlânın mu’cizesidir.<br />

Bu yapılan tecribenin esâsına varmadan evvel, biraz da,<br />

Kur’ân-ı kerîmin nasıl vahy edildiğini ve Allahü teâlânın vahy esnâsında<br />

Peygamberine “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” neler<br />

buyurduğunu tedkîk edelim. Çünki bunun Kur’ân-ı kerîmin tertîb<br />

şekli ile irtibâtı vardır. Kur’ân-ı kerîm bugünkü tertîb üzerine<br />

vahy edilmemişdir. İlk vahy edilen sûre, (ALAK) sûresidir. Resûlullaha<br />

“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ilk olarak Alak sûresinin<br />

ilk 5 âyeti vahy edildi. Bunların meâl-i şerîfleri, (Ey Muhammed,<br />

herşeyi yaratan Rabbin Allahın ismi ile oku! O insanı<br />

pıhtılaşmış kandan [alakdan] yaratdı. Oku, Allah büyük kerem<br />

sâhibidir. O, kalemle öğretir, insanlara bilmediklerini öğretir)<br />

dir.<br />

Kendisine bu ilk vahy geldiği zemân, Resûlullahın “sallallahü<br />

teâlâ aleyhi ve sellem” ne kadar korkduğunu, nasıl telâş etdiğini<br />

yukarıda zikr etmişdik. O, kendisine Allahü teâlânın, yeni bir din<br />

teblîg etmek gibi, mu’azzam ve güç bir vazîfe vereceğini hiçbir<br />

zemân düşünmemişdi. Kendisinin, hıristiyanların çok kerreler<br />

iddi’â etdiği gibi, kendiliğinden meydâna çıkmadığı ve kendisine<br />

Allahü teâlâ tarafından büyük bir vazîfe verileceğini ve ne sakîl<br />

yüklere tehammül edeceğini bilmediği, Müzemmil sûresinin 1-5.<br />

âyetlerinde meâlen, (Ey örtüye bürünen Muhammed! Gecenin<br />

yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet<br />

için kalk ve tertîl ile, ağır ağır Kur’ân oku! Doğrusu biz sana TA-<br />

ŞIMASI GÜÇ BİR VAZÎFE vereceğiz) şeklinde bildirilmekdedir.<br />

Bu vazîfenin ne kadar müşkil olduğu şundan ma’lûmdur ki,<br />

Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” islâmiyyeti neşre başlayınca,<br />

kendisine pek çok düşmanlar zuhûr etdi. Bütün gayretine<br />

rağmen, islâmiyyetin altıncı senesinde, Ömerin “radıyallahü anh”<br />

îmân etdiği gün, mü’minlerin mikdârı [(Medâric) ve (Zerkânî)de]<br />

45 erkek ve 11’i kadın olmak üzere ancak 56 kişiye varmışdı. Fekat<br />

Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem”, çok dürüst, çok te-<br />

– 320 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!