19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ilmî, fennî tedkîkâtımızı sıklaşdırmamız, bir yandan da, ilm adamı<br />

yetişdirmemiz îcâb etmekdedir.))<br />

Fransız muharriri Ferreranın makâlesinden alınan kısm burada<br />

bitmekdedir.<br />

İslâm âlimleri diyor ki, (İslâm ilmleri) iki kısmdır: Birincisi<br />

(Din bilgileri), ikincisi (Fen bilgileri)dir. İslâm âlimi olmak için,<br />

her ikisini de öğrenmek lâzımdır. Din bilgilerini öğrenmek ve yapmak,<br />

her müslimâna lâzımdır. Ya’nî (Farz-ı ayn)dır. Fen bilgilerinden<br />

lâzım olanları yalnız bu işle meşgûl olanların öğrenmeleri ve<br />

yapmaları lâzımdır. Ya’nî (Farz-ı kifâye)dirler. Bu iki farzı yerine<br />

getiren millet, muhakkak ilerler. Medenî olur. Kur’ân-ı kerîmde,<br />

Şûrâ sûresinin yirminci âyetinde, Allahü teâlâ meâlen, (Bir kimse,<br />

dünyâ ni’metlerine kavuşmak isterse, ona istediğini veririm. Âhiret<br />

ni’metlerini istiyene de, istediğini veririm) buyurmuşdur. İstemek,<br />

lâf ile olmaz. Sebebe yapışmak, ya’nî çalışmak lâzımdır. Allahü<br />

teâlâ, dünyâ ni’metlerine ve âhiret ni’metlerine kavuşmak<br />

için, çalışanlara, dilediklerini vereceğini va’d ediyor. Müslimân olsun,<br />

olmasın, dünyâ ni’metlerini beğendiğim gibi çalışan herkese,<br />

veririm buyuruyor. Avrupalılar, Amerikalılar, komünistler, böyle<br />

çalışdıkları için, dünyâ ni’metlerine kavuşuyorlar. Kurûn-ı vüstâdaki<br />

müslimânlar, böyle çalışdıkları için, medeniyyet rehberi olmuşlardı.<br />

Abbâsîlerin ve Osmânlıların son zemânlarında, iç ve dış<br />

düşmanların, ya’nî din düşmanı olan masonların te’sîrleri ile, fen<br />

bilgilerini öğrenmekden ve öğretmekden, fen ve san’at üzerinde<br />

çalışmakdan mahrûm edildiler. Hükûmet idâresini ele geçiren câhil<br />

ittihâtcıların bu gerilemeğe te’sîri çok oldu. Bu sebeb ile mu’azzam<br />

devletleri çökdü. Din bilgisi, îmân, ibâdet ve ahlâkdan ibâretdir.<br />

Bu üçünden biri noksan olursa, din bilgisi, temâm olmaz. Noksan<br />

olan şeyin fâidesi olmaz. Eski Romalılarda, Yunanlılarda ve<br />

Avrupadaki, Asyadaki devletlerde, fen bilgisi vardı. Fekat din bilgisi<br />

noksan idi. Bunun için, fen ve teknikde nâil oldukları ni’metleri<br />

kötü yerlerde kullandılar. Bir kısm san’at eserlerini zevklerde,<br />

fuhşlarda kullandılar. Bir kısmı da, teknik vâsıtalarını, insanlara<br />

zulm, işkence yapmakda kullandı. Medenî olmaları şöyle dursun,<br />

parçalandılar, yıkıldılar, yok oldular.<br />

Şimdi de müslimân olmıyan sosyalist memleketlerde, fen bilgileri<br />

ileri ve teknik başarıları, ağır sanâyı’leri göz kamaşdıracak<br />

derecede ise de, din bilgilerinin üç kısmından da mahrûmdurlar.<br />

Medenîlerin değil, vahşîlerin bile yapamıyacakları kötülükleri<br />

yapıyorlar. İslâm ilmlerine sâhib olmıyan böyle devletler, yok ol-<br />

– 412 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!