19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

– 4 –<br />

SONSÖZ<br />

Kitâbımız burada sona erdi. Zan ediyoruz ki, bu kitâbı dikkat<br />

ile okuyan bir kimse, Müslimânlığın ve Hıristiyanlığın mukaddes<br />

kitâblarından hangisinin hakîkî Allah kelâmı [sözü] olduğunu hiç<br />

tereddüd etmeden anlayacak, Kur’ân-ı kerîmi mukaddes kitâb, İslâm<br />

dînini de hak din, Muhammed sallallahü aleyhi ve sellemi de<br />

hak Peygamber olarak kabûl edecekdir. Burada bir fikr akla geliyor:<br />

Mâdem ki İslâm dîni hak dindir. En büyük kudret sâhibi olan<br />

Allahü teâlâ, bütün insanları hidâyete kavuşduramaz mıydı? Ya’nî,<br />

bütün insanları müslimân yapamaz mıydı? Bunun cevâbını, Allahü<br />

teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde vermekdedir. Secde sûresi 13. cü âyetinde<br />

meâlen, (Biz dileseydik, bütün insanları hidâyete erişdirirdik. Fekat,<br />

insanlardan ve cinlerden kâfir olanlarla Cehennemi dolduracağımı<br />

va’d etdim, söz verdim) buyurulmuşdur ve Mâide sûresi, 48. ci<br />

âyetinde meâlen, (Allah isteseydi sizleri, tek bir ümmet yapardı.<br />

Fekat, itâ’at edeni isyân edenden ayırmak istedi) buyurulmuşdur.<br />

Demek oluyor ki, Allahü teâlâ insanları tecribe etmekdedir. Onlara<br />

en büyük silâh olan (akl)ı vermiş, onlara en mükemmel rehber<br />

olan Kur’ân-ı kerîmi ve en büyük yol gösterici olarak son Peygamberini<br />

“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” göndermiş, emrlerini ve<br />

nehylerini bildirmiş, bunlara göre hareket etmeleri için de, insanlara<br />

irâde ve ihtiyâr vermişdir. Yûnus sûresi, 108. âyetinde meâlen,<br />

(De ki: Ey insanlar! Rabbinizden size hakîkat [Kur’ân-ı kerîm] gelmişdir.<br />

Hidâyete [Doğru yola ] giren ancak kendi kazancı için girmiş,<br />

dalâlete düşen [sapıtan] de, kendi zararına olarak sapıtmışdır.<br />

Ben sizin vekîliniz değilim!) buyurulmuşdur.<br />

O hâlde, kendi yolumuzu kendimiz seçmek, kendi hareketlerimizi<br />

kendiliğimizden Allahü teâlânın kitâbına uydurmak zorundayız.<br />

Bunun için de, herşeyden evvel, rûhumuzu beslemeliyiz. Rûhun<br />

gıdâsı (din)dir. Rûhunu beslemeyen dinsiz insanların bir âdî<br />

hayvandan farkları yokdur. Bu gibi insanlarda, sevgi, acıma, şefkat,<br />

anlayış ve merhamet kalmaz. Böyle olanları, en kötü maksadlar<br />

için kullanmak, çok kolaydır. Çünki, bunları kötü işlerden koruyacak<br />

inandıkları, itâat etdikleri, teslîm oldukları, yüksek bir<br />

varlık kalmamış, inançları gayb olmuşdur. Bu gibi insanlar, korkunç<br />

bir canavar gibidirler, nerede, kimlere, ne şeklde kötülük yapacakları<br />

belli olmaz. İnsanlık âlemini mahveden en denî, en fenâ<br />

– 468 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!