19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ameliyyâtlarda, bunu hep kalbimde his etdim. Teknik, ne kadar<br />

ilerlerse ilerlesin, herşeyde olduğu gibi, beyin ameliyyâtının netîcesi<br />

de, Allahü teâlânın kudretindedir ve ancak Onun yardımı ile<br />

muvaffakiyyet elde edilir.<br />

Senelerden beri yapmakda olduğum beyin ameliyyâtlarında insan<br />

dimâgının karşısında büyük heyecân duydum. Beyin ile uğraşdıkca,<br />

bu mu’azzam eserin sırrını çözmenin imkânı olmadığını, bunu<br />

yaratan kudretin, çok mu’azzam [büyük] olduğunu ve beyni<br />

gördükce, Allahü teâlânın varlığına inanmak lâzım olduğunu kalbimde<br />

his etdim. Bugün, insanların yapdıkları en mükemmel bilgisayarlar<br />

bile, küçücük dimâgların karşısında ancak çocuk oyuncağı<br />

olabilir.<br />

Ben artık dimâgın, içinde insan rûhunun saklandığı bir kutu olduğuna<br />

inanıyorum. Biz, bu kutu etrafında ameliyyât yaparken, dînî<br />

bir merâsimde bulunuyoruz. Beyin ameliyyâtı benim i’tikâdımca,<br />

ibâdet etmek gibi dînî bir merâsimdir. Bu ameliyyâtı yapanın,<br />

yalnız teknik bilgi ve mehâreti, kâfî değildir. Aynı zemânda, Allahü<br />

teâlânın varlığına inanması ve ameliyyâtın başarısı için, Ondan<br />

yardım ve merhamet dilemesi şartdır.<br />

İnsan ölünce bu beyin kutusu içinde saklı olan rûh ne oluyor?<br />

Vücûdla eski ilgisi kalmayan rûh, muhakkak ki, ölmüyor. Ama nereye<br />

gidiyor? Rûhun nereye gitdiği, nerede kalacağı hakkında bir<br />

doktor olarak ben bir tahmîn yürütecek hâlde değilim. Çünki,<br />

maddî bilgiler buna cevâb veremez. Bu husûsda bize yardımcı olacak<br />

rehber, ancak din kitâblarıdır. Beyni ve rûhu düşündükce, insanların,<br />

maddiyyâtı bırakarak bütün kalbleriyle dîne bağlanmaları<br />

ve din kitâblarında yazılı olan bilgilere inanmaları îcâb etdiğine<br />

inanıyorum.)<br />

Demek oluyor ki, dünyânın tanınmış en büyük operatörü bile,<br />

Allahü teâlânın varlığına inandığını ve Onun yardımı olmadan hiç<br />

bir şey yapılamıyacağını çok samîmî bir tarzda ifâde etmekdedir.<br />

Şimdi de bir fen adamını dinliyelim:<br />

Meşhûr Amerikan fen adamı Edisonu [1] hepiniz bilirsiniz. Birçok<br />

keşfleri yanında, ilk elektrik ampulünü yaparak heryeri aydınlatan,<br />

bu meşhûr kâşif hakkında, birkaç sene evvel çıkan bir eserde,<br />

onun en yakın mesâ’î arkadaşı olan Martin André Rosonoff,<br />

hakkında şu hâtırayı anlatıyor:<br />

(Birgün laboratuvara girince, Edisonu kendinden geçmiş, çok<br />

dalgın bir hâlde, hiç kımıldamadan elinde tutduğu bir kaba bakdı-<br />

[1] Edison 1350 [m. 1931] de öldü.<br />

– 158 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!