19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ak beni kucaklıyor, bir kısmı ise, elimi öpmeğe çalışıyordu. Başka<br />

bir kısmı, onlara düâ etmemi taleb ediyordu. (Allahım, benim<br />

gibi çok âciz bir kulun, onların gözünde âlî bir insan olarak görünmesine<br />

müsâade etme!) diye yalvarıyordum. O kadar mahcûb olmuşdum<br />

ki, kendimi bu temiz müslimânların malını çalmış veyâ<br />

onlara hıyânet etmiş zan ediyordum. İşte o gün anladım ki, halkın<br />

beğendiği bir politikacının eline mu’azzam bir kuvvet geçiyor!<br />

Eğer böyle bir politikacı, halkın ona verdiği kuvveti fenâ kullanırsa,<br />

memleket harâb olur.<br />

O gün, bütün müslimân kardeşlerime, çok âciz bir kul olduğumu<br />

söyliyerek evime döndüm. Fekat onların dostluğu, sevgisi, bana<br />

karşı gösterdikleri hürmet, haftalarca devâm etdi. Bana, o kadar<br />

büyük bir sevgi gösterdiler ki, bunun te’sîri, hayâtımın sonuna<br />

kadar bana kâfî gelecekdir.<br />

38<br />

İBRÂHÎM VOO<br />

(Malayalı)<br />

Ben, müslimân olmadan evvel katolik bir hıristiyandım. Misyonerler<br />

beni katolik yapmışdı. Fekat, bu dîne bir dürlü ısınamıyordum.<br />

Çünki, râhibler, üç Allaha inanmaklığımı istiyorlar ve sonra<br />

İşâ-i rabbânîyi ya’nî [Îsâ aleyhisselâmın etinin ekmek ve kanının<br />

şerâb olduğunu temsîl eden âyini] ve kudsî ekmeğe tapmak mecbûriyyetini<br />

emr ediyorlardı. Papanın, günâhsız olduğunu ve o ne<br />

derse yapmak îcâb etdiğini ve buna benzer aklın kabûl etmediği<br />

birçok şeyleri öğretiyorlar, bilhâssa hıristiyanların islâm dînine<br />

düşman olmaları lâzımdır, diyorlardı. Bunlara inanılmazsa, insanın<br />

mahv ve perîşân olacağını söylüyorlardı. Râhiblerden, söyledikleri<br />

şeylerin ne demek olduğunu soruyor, onlardan aklımın kabûl<br />

edeceği bir îzâh bekliyordum. Fekat hiç biri, bu husûsda tafsîlat<br />

veremiyor, (Bunlar kudsî sırlardır. Kimsenin aklı ermez) demekle<br />

iktifâ ediyorlardı. Bir insan aklı ermediği bir şeyi nasıl kabûl<br />

ederdi? Ben yavaş yavaş bu işde bir sakatlık olduğunu, hıristiyanlığın<br />

doğru bir din olmadığını düşünüyor ve ondan büsbütün<br />

nefret ediyordum. Hele, râhiblere başka bir dinden, meselâ islâmiyyetden<br />

bahs edilse, hemen ifrit kesiliyorlar, (Muhammed bir yalancıdır.<br />

İslâm uydurma bir dindir) diye bar-bar bağırıyorlardı. (Peki,<br />

bu din, niçin yalancı bir dindir?) diye sorduğum zemân, buna da bir<br />

cevâb veremiyorlar, kekeliyorlardı. Onların bu hâli, beni islâm dînini<br />

yakından tedkîk etmeğe sevk etdi. Malayada bulunan müslimânlarla<br />

temâs etdim. Onlardan dinleri hakkında bilgi taleb eyledim.<br />

Bunlar râhiblere hiç benzemiyordu. Bana islâmiyyet hakkın-<br />

– 246 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!