19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ardımca gel dedi. Ben de Onun ardınca gitdim) diye yazması<br />

îcâb ederdi. Bu da gösteriyor ki Matta İncîlini yazan Matta değildir.<br />

Luka İncîlinin 1. ci bâbı başında, (Ey fazîletli Teofilos, kelâmın<br />

vekîlleri, hizmetcileri olup, gözleri ile görmüş olanların bize nakl<br />

etdiklerine göre, aramızda vâki’ olan şeylerin hikâyesini tertîb ve<br />

tahrîr etmeğe birçok kimseler girişdiğinde, ben de tâ başından beri<br />

[olanları] hepsini dikkatle araşdırıp, tahkîk ederek, olduğu gibi,<br />

sırası ile sana yazmağı uygun gördüm) demekdedir.<br />

Bu ibâreden anlaşılıyor ki:<br />

Luka, kendi zemânında dahâ birçok kimseler İncîl yazdıkları<br />

bir sırada bu İncîli yazmışdır.<br />

Luka havârîlerin kendi elleri ile yazdıkları hiçbir İncîl bulunmadığına<br />

işâret etmekdedir. Zîrâ (kelâmın vekîlleri ve gözleri ile<br />

görmüş olanların bize nakl etdiklerine göre) cümlesi ile İncîl yazanları<br />

gözleri ile görenlerden ya’nî havârîlerden tefrîk etmiş, ayırmışdır.<br />

Kendisi için havârîlerden birinin şâkirdi, talebesiyim demez.<br />

Çünki, o asrda havârîlerden birine isnâd edilen pekçok te’lîfler,<br />

yazılar, risâleler bulunduğundan öyle bir senedin, ya’nî havârîlerden<br />

birinin talebesi olduğunu bildirmesinin, kendi kitâbı için<br />

başkalarının i’timâdına sebeb teşkil edeceğini, ümmîd etmemişdir.<br />

Belki, her husûsu kendisi tahkîk ederek, esâsından öğrendiğini<br />

bildirerek, dahâ kuvvetli bir delîl olarak göstermek istemişdir.<br />

Yuhannâ İncîlinin 19. cu bâbının 35. âyetinde, (Gören şehâdet<br />

etdi ve onun şehâdeti doğrudur ve îmân edesiniz diye kendisi doğruyu<br />

söylediğini bilir) demekdedir. Şâyet bu ibâreyi Yuhannâ yazmış<br />

olsa idi, hâdiseyi (gören şehâdet etdi ve onun şehâdeti doğrudur)<br />

diye yazmazdı.<br />

Netîcede, Matta, Luka ve Yuhannânın kendilerinden değil, ismi<br />

bilinmiyen, kim olduğu belli olmıyan bir kimseden bahs etdiklerini<br />

görürsünüz. Bu kimdir? Peygamber mi? Kelâmın hizmetcileri<br />

kimdir? Yerinden kalkıp Îsâ aleyhisselâmı ta’kîb eden kimdir?<br />

Şehâdet eden kimdir? Bu kadar esrâr dolu ve anlaşılmaz bir<br />

din kitâbı olur mu? Kim kime ve niçin şehâdet ediyor, o da belli<br />

değil!<br />

Şimdi Kitâb-ı mukaddesdeki muhtelif bahsler arasındaki ihtilâflardan,<br />

farklardan bahs edelim:<br />

İkinci Samuelin 24. cü bâbının 13. cü âyetinde, (Gad, Dâvüda<br />

– 287 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!